• BIST 9693.46
  • Altın 2511.516
  • Dolar 32.573
  • Euro 34.7679
  • Erzurum 13 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C

Bayır-Bucak Türkmenleri

Fevzi Budak

Suriye'deki Türkmenleri'nin tarihteki genel adı HalepTürkmenleri"dir. Suriye'de, gündelik hayatta  Türkmen  olarak adlandırılsalar da, kayıtlarda "Müslüman" olarak geçmektedirler. Dağınık ve küçük gruplar halinde yaşıyanlar zamanla "Araplaşmış" , toplu yaşıyanlar ise, "Türkmen" olarak varlıklarını sırdürmüşlerdir. Ancak,  milliyetleri ile sayılmadıklarından sayıları hakkında kesin ve bir bilgi yoktur. Fakat Suriye nüfusu içinde hayli bir ağırlık teşkil ettikleri muhakkaktır. Suriye'deki yaşanan ve uluslar arası bir boyut kazanan iç çatışmalar ve gelişmeler nedeniyle ülkemiz gündemine sıklıkla oturtulan ve her nedense hatırlanan Bayır-Bucak Türkmenleri'ni, Halep Türkmenleri genel adı altında değerlendirmek daha doğru bir ifâde olur. Halep Türkmenleri  isminden ayrıştırılarak ve minimize edilerek adlandırılan Bayır-Bucak Türkmenleri dışında kalan diğer Türkmenler'e  acaba ne ad verilecek? Kanaatimce genel adın kullanılması doğru olandır.

 

 Aynı yanlış tanımlamalarda Türk Cumhuriyetleri yerine, Türkî  Cumhuriyetler, yine Azerbaycan Türkleri yerine Azerî, Kırgız Türkleri yerine Kırgız, yine Özbek Türleri yerine Özbek denilmesi gibi nispet eki kullanılan dil yanlışlıklarına düşülmekte ve yeni  "galat-ı meşhurlar" oluşturulmakta...Halbuki millî şuur ve idrakın yerleşmesinde, dışımızdaki Türklük dünyasında da Türklük şuurunun oluşmasında, bu kavram ve sıfat tamlamalarının yerli yerinde kullanılması oldukça önemlidir.

 

Suriye'de cereyan eden hadiseler bir kez daha göstermiştir ki, maalesef  dünya Türklüğü sahipsız ve kimsesizdir. O soydaşlardan söz edildiğinde, ya ırkçılik ya da Turancılık suçlamalarına muhatap olursunuz. Diğer  halklardan söz edildiğinde ise, ezildiklerinden ve temel hak ve hürriyetlerinin gasbedilmesinden bahisle, farklı insanî argümanlar ve insanî değetler ileri sürülmekte... Değişik coğrafya ve ülkelerde yaşanan Türklük sorunlarına,  bırakın Batılı devletleri, islâm ülkelerinin bile bigâne kalışları siyaseten mutlaka sorgulanmalıdır. Karabağ'da, Kıbrıs'ta, Doğu Türkistan'da  ve diğer Türk illerinde yaşanılanlar karşısında, yanımızda ve arkamızda yer almayan sözüm ona müslüman kardeşlerimizin duyarsızlığı mutlaka, ama mutlaka irdelenmelidir.Ülkemizde Filistin ve diğer müslüman ülkelerde hayatını kaybedenler  için sıklıkla kılınan giyabî cenaza namazları ( ki doğrudur.) kıyıma uğrayan soydaşlarımızdan esirgenmesi bizleri bir kez daha düşündürmelidir.

 

Suriye'de Türkmenler için  yapılanlar ise, lâf ü güzâf  ve mugalata'dan öteye gitmeyen, gaz alıcı  hamasetlerden ibaret boş sözler.. Güneyimiz'de yeni siyâsi yapılanmalar ve şekillenmeler oluşmakta, Lozan'ın delindiğinden söz edilmektedir. Fakat ne yazık ki,  Orta Doğu'da dengeleri ber-hava edecek bu siyâsi denklemlerde,  ne Kerkük ve ne de Halep Türkmenleri yer almamakta... Kaderleriyle baş başa bırakılmış ve gelecekleri mechul bir istikamete sürüklenmektedirler. Önümüzde, vakt-i zamanında ve o günün siyâsı şartlarında, anavatan dışında kalan Hatay için Atatürk'ün aldığı risk ve atmış bulunduğu kararlı tarihî adım, benzeri olmasa bile nasıl bir yol siyâset ve yol izlenileceğine ilişkin çok büyük bir örnek var.

 

 Neo-liberalizm denilen emperyal siyasetin, Orta Doğu'da  çizilen sınırları yeniden dizayn etmeğe çalıştığı ve yeni devletçiklerin yanısıra, federal ve konfederal yapıların  oluşmasına zemin hazırladığı bir siyâsi süreçte, temennimiz ülkemizin oldu-bittilere getirtilerek  oyunun dışında kalmaması ve süreçte, Türkmenler'in Suriye'nin kaderinde kurucu ve aslı unsur olarak yer almalarıdır.

 

 Yıllar öncesinde yazılan ve  dünya Türklüğü'nün hüznünü lirik bir biçimde ifâde eden duygu yüklü bir şiir, her halde Suriye'de çetin ve zor şartlar altında varlıklarını sürdüren Halep Türkmenleri'ne de tercüman olur.

ÜŞÜYENLER

Bilir misin gardaş Türk illerinde

Havada yıldızlar, dağda kar üşür

Tutsak kardeşletimin türkülerinde

Dört mevsim ötede bir bahar üşür.

 

Ezanlar buz tutmuş minarelerde

Yaylalar dermiş ki töremiz nerde

Yolların hasretle bittiği yerde

 Her dağ yamacında bir mezar üşür.

 

Ses verir aktıkça ağlarcasına

Göl olur göz yaşı gönül tasına

Her sabah kuşların uyanmasıns

Her köyün bağrında bir pınar üşür.

 

Kara pas bağlamış ozan dilleri

Ayıya in olmuş  Türk 'ün illeri

Ulu Allah'ına açmış kolları

Kökü Türklük olan bir çınar üşür.

                                                       

Abdurrahim Karakoç

 

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25