• BIST 9645.02
  • Altın 2429.254
  • Dolar 32.552
  • Euro 34.8813
  • Erzurum 16 °C
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 26 °C

Eğitimci Yazar Ahmet Gökhan Yazıcı'nın Kaleminden

Eğitimci Yazar Ahmet Gökhan Yazıcı'nın Kaleminden
ŞAH..?

Belki bizi ütopik bir duygusal endişeli ruh haliyle suçlayacaksınız, belkide günü birlik siyasi hezeyanların ,kısır çatışmaların kıskacında kalmış bir paranoyayla da nitelendirebilirsiniz.

Güçlü ve Zalimlerin dünyasında, para ve bilgiye sahip güç ve zulüm odaklarının oyun kuruculuğunda

Asrın yükselen değeri ve insan potansiyeli İslamı ve Müslümanları once etkisizleştirip,sonra imha projesi uygulamaya sokulmuştur.

Bu, belkide Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük imha ve istila projesidir.

“Yeni Ortadoğu” dedikleri şey, aslında imha edilmiş bir Ortadoğu planıdır. “Yeni haritalar” dedikleri şey, aslında Türkiye dahil, bütün ülkelerin paramparça edilmesi, küçücük garnizonlara bölünmesi, birer birer işgal edilip yok edilmesi hesabıdır.

Suudi Arabistan’dan, İrana, suriyeden, ıraka, Birleşik Arap Emirlikleri’nden , Mısır’a kadar, Basra Körfezi ile Kızıldeniz arasındaki bütün bölgeyi yok edecek bir plan uyguluyorlar.

Aslında bu çoğrafyayı yeni sahibine İSRAİL'e hazırlıyorlar

Bir yanda mezhep savaşları, bir yanda Arap-Fars savaşları, bir yanda Arap Müslüman-Arap olmayan Müslüman ayrışması, bir yandan Deaş, Pkk, Ypg gibi örgütler üzerinden Yemen’den Suriye ve Irak’ta devam eden çatışmalar bu kıyametin provasıdır aslında.

Bir dönem kendileri için mukadderat olan ,Avrupalıların karşı karşıya kaldığı mezhebi üstünlük görünümlü aslında hakimiyet içerikli 30 yıl savaşlarına benzer bir akibete ülkemizinde içinde bulunduğu çoğrafya sürüklenmeye çalışılmaktadır.

Protestanlar ile Katolikler arasındaki savaşlar Avrupayı orta çağ karanlığına sürüklemiş milyonlarca insanın ölümü ile nihayetlenmiş

Yeni çoğrafik keşiflerin eşliğinde reform ve rönesans hareketleri mezhebi inanışların kendi dinlerini jakoben bir baskı aracına dönüştürmesini once durdurmuş kilise ve papazların hegomanyasına son vererek aydınlanma çağı ile birlikte hızlı bir şekilde yükselişe geçmiştir.

Orta doğu projesi ile birlikte, ortadoğuya demokrasi, insan hakları getirme ve bölge insanına daha mutlu ve huzurlu bir yaşam vaad eden küresel kabadayı Amerika,

Bir taraftan dolaylı hegomanyasına mahkum ve mecbur olduğu İsrailin bölgede ki devamlılığını ve güvenliğini sağlamak ve bu hegomanyasının bedeli Kudüsü başkent ilan etmesi gibi hamlesi

Diğer taraftan Avrupalı paydaş ülkeler ile bölgenin yeraltı ve yer üstü kaynaklarını, hammaddelerini sömürme kıvamına getirebilmek için

Arap milliyetçiliği ile ileriye yönelik bir birliktelik ve kendilerine karşı direnç olasılığını asgari düzeye indirebilmek için Ulus devlet anlayışını bertaraf edebilecek ,öncesinde ki Arap baharına bir domino etkisi ile start vermiş

Ve bölgeyi kan ve gözyaşına revan bir konuma getirebilmeyi başarmış

Bölgede onlarca yıl devam edecek karışıklığa, karmaşaya, kaos ve savaşa sürükleye bilmek için

Aslında ulus devlet anlayışına karşı,Etnik ve Mezhepsel devletleri kurma mücadelesini vermektedir.

Bu gün bölgede batı hegomanyası ile etnik kimlikler görünümlü, etnik temizliğe sebep olacak mezhepsel tahassubiyetin devletleştirildiği bir senaryo sahnede olup

Irak ve suriye merkezli ve öncelikli bölgede şii-sunni ve şafi nitelikli mezhepsel savaşların fitili ateşlenmiştir.

Saddamın dini kalben fazla önemsemede sosyolojik açıdan rejimi sunni akaide bağlaması ve şiileri dışlaması, etnik talepler ile karşısına çıkan kürtleri dışlaması ve heriki kesime dönem dönem zulmetmesi

Akabinde saddamın devrilmesi ile Amaerikanın güdümünde kurulan ırak hükümetinin şii Maliki iktidarının kürtler ile paydaş nitelikte sunniler ile hesaplaşma adına dışlaması ve zulmetmesi

Suriyenin ise mezhebi şii taassubiyet ağırlıklı devlet hegomanyası yıllardır sunni kesim üzerinde zulme zaten sebep olmuş.

Tamda bu sırada vahabilik veya selefilikle özdeşleştirile bilecek Amerika ve İsrail patentli İŞİD yıllardır Sunni inanca olan zulmün ve dışlanmanın sinerjisinden hareketle bölgede mezhepsel savaşları başlatacak eylemler ile bu savaşın tuzla biberi olarak

Mezhepsel savaş iklimine getirilmiş olan bu çoğrafyada fitil ateşlenmiş olup uzun yıllar devam edecek bir savaşın eşiğinine maalesefki gelinmiştir.

Öncede ortadoğu projesine figuran yapılmaya çalışılan ülkemiz ve idarecilerimiz hadisenin farkına varıp çark etmesi

Bu tezgahı kuran ABD,İsrail ve bazı Avrupa ülkeleri ile yol ayrımına girmesi ve akabinde bunların karşısında bir güç profiline sahip Rusya,Çin,İran ittifakı ile bölgede edilgen değil etken rol oynamaya çalışması

Bir taraftan kendisini küresel kabadayı zanneden ülkelere can yakıcı bir altın vuruş olmuş

Diğer taraftan Suriye ve Irakla yaşanabilecek mezhepsel bir savaşın bu ittifakla boşa çıkarılması gibi hayati bir hamleye dönüşmüştür.

Ülkemizdeki köprü, ismi tartışmaları ile mezhepsel kaos çıkarılmaya çalışılsada sağduyu hakim olmuş akabinde ise çeşitli terörize eylemler ile ülkemiz gerek etnik,gerek mezhebi gerekse siyasi çatışma ve kaosun eşiğine sürüklenmek istenmiş

Akabinde ülkemizin yaşadığı sıyasal,parallel ve ekonomik müdahale ve kuşatma operasyonları, Sudi Arabistanda ki bazı prenslere karşı yapılan operasyonlar, ve Katar müdahalesi vb gibi yaşanmış ve yaşanacak olan birçok terörize olay ve müdahalelerin tek sebebi

Bir tarafta sınır ötesindeki oyunu bozan ittifakın tarafı olmaktan alıkoyulmak

Diğer taraftan kendi içinde etnik ve mezhebi ayrışma ile bölünmenin eşiğine getirilmek için bir kaosa sürüklenmektir.

Son yıllarda bölgesel ve ulusal yaşadığımız siyasi,sosyal,kültürel,ekonomik, demoğrafik her nevi sıkıntımızın arka planında ki etken bu fitne ve zulüm odaklarının istila ve imha çalışmaları olup, dahili basiretsizlik ve ihanet odaklarımızda bu oyunun tuzu biberi olmuştur.

Günlerdir bazı sembolize şahıslar üzerinden büyük oyunun küçük sembolik figuranlarına odaklanmış olmamız garabet ve vahametten başka bir şey değildir.

Bu oyunda, oyunu Kuran İsraildir, Amarika, Rusya ve bizimde dahil olduğumuz Avrupalı ve Asyalı bazı hami ülkelerin hegemonya mücadelesinden ibaret olsa da taşeronluktan öteye geçmeyecektir.

Bu oyunda Trump’ta ,Putinde , Amerikada, Rusya da Büyük İsrail oyununun ,Yahudi derin diasporasının figuratif sembolleri olup, Müslümanlar ile her hangi bir paydaşlıkları sonları olacaktır.

Yemen eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in önce evinin bombalanması, kaçarken yakalanıp infaz edilmesi, Husiler üzerinden S. Arabistan’ın Riyad ve Cidde havaalanlarına atılan balistik füzeler, Mekke üzerinden geçerken vurulan füzeler, yine Husiler üzerinden birkaç gün önce BAE başkenti Abu Dabi’ye atılan füzeler, aslında bu tür sembolik ve figurative liderlere ve devletlere işaret fişeğidir.

Amerikanın ve Rusyanın ırak’ta ,suriyede deaş bahanesi ile kukla kürt devletini kurmak için,pkk, peşmerge,ypg,pyd gibi örgütlere meşruiyet muamelesi ve silahlı bir devlet yapılandırma çalışmaları da bir diğer göstergesidir.

Bir taraftan Ortadoğuyu demokratikleştirme bahanesi ile başlatılıp, etnik ve mezhebi site devletçikleri nazarında once ayrıştırıp sonrada İslamı ve İslam ülkelerini ulus devlet anlayışından soyutlayarak imha etmek,

Diğer taraftan ortadoğuda fitili ateşlendirilecek olan etnik ve mezhebi savaş kargaşasını fırsat bilip,Büyük İsrailin kurulmasını,Kudüsün başkent yapılmasını sağlayarak,bu ideal için bu güne kafar ortadoğuya harcadıkları 6 trilyon dolarlık maliyetini ortadoğu petrollerinin güvenliğini kendi kullanmlarını sağlamak üzere almaktır.

Maalesef ki bu gün Amerikanın KUDÜSÜ başkent olarak tanıma girişimi ile Büyük İSRAİLİ yapılandıracak Ülkemizin Irak ve Suriye ötesini Kukla Kürdistanla taçlandırıp Yahudi emellerine payendeliğe sürükleyecek, Ülkemizde dahil Ortadoğudaki bir çok müslüman ülkeyi bölüm etkisizleştirip yok edecek ŞAH..! ülkemize ve Ortadoğuya çekilmiştir.

Kesinlikle ,Ortadoğuda kalıcı olmaları ,kendi güvenlikleri açısından eşyanın tabiatına aykırı olan bu ülkelerin payendesi olmak ihanetin daniskası olup,

Bu oyuna dün figure olanların bu gün kurtarıcı olma ihtimalleride yine eşyanın tabiatına aykırıdır. Oyunu bozacak olanlar ise bu payendelikleri sebebi ile mahkumiyet ve mecburiyet kıskacında ki kişiler değil, topyekün Millet ve Ümmet olabilme bilinci ve yıllardır bu büyük oyuna ve taşeronlarına dikkat çeken bu günde haklılığı Milletin ve Devletin bekası ile özdeşleşen tek siyasi hareket Ülkücü Türk Milleyetçileri ve Liderleri Devlet Bahçeli beydir.

İşte tamda bu nokta da , açılım politikası ve parallel ihanetle bölünmenin eşiğinden ,milli bir refleksle döndürülen ülkemizin Ulus Devlet yapılanmasına yeniden dönüşünün, Cumhuriyeti kuran felsefe ve zihniyetin yeniden fabrika ayarlarına geri dönüştürülmesinin, anli ve mantıki tek açıklaması budur.

Böylesi bir ortamda etnik kimliklerde, siyasi görüşlerde, mezhebi farklılıklarda, şahsi ve siyasi menfaatlerde bir teferruat olup söz konusu Ülkenin ve devletin vede cümle islam aleminin İstiklal ve İstikbal meselesi olup

Farklılıkların ,ayrılıkların , eski hesaplaşmaların ötesinde birlik ve beraberliği tesis edecek onurlu ve omurgalı bir duruş ve mücadele sergileyebilmek ise tek ve son şanstır.

Bu sebeple insanlarımızı iyice kutuplaştıracak, devletine güven kaybına sebep olacak, geleceğinden endişeye sürükleyecek hernevi şahsi ve siyasi hesap ve hesaplaşma bir tarafa bırakılıp Milli ve Manevi bir mütabakat anlayışının milletimize ve siyasi ve bürokratik idarecilerimize hakim olması hayati bir zaruriyettir.

Son Türk Devleti bu hassasiyetlere sahip Millet ve Devlet iradesine tez elden teslim edilmelidir.

selam-saygı-dua

Ahmet Gökhan Yazıcı

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25