• BIST 9524.59
  • Altın 2488.665
  • Dolar 32.5062
  • Euro 34.7208
  • Erzurum 11 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 20 °C

Tahliye edilen sandukalar dolu mu?

Tahliye edilen sandukalar dolu mu?

Süleyman Şah Türbesi’nin tahliyesi için yapılan operasyon sonrası “Vatan toprağı terk edildi” ve benzeri ağır eleştirileri duyuyoruz, okuyoruz. 

Vatan toprağı söz konusu olunca, ister istemez duygularımız ön plana çıkarak düşüncelerimize derinden etki ediyor.

Bir bölgenin elde bulundurulması, o bölgenin elde bulundurulmasının sağladığı avantajlardan daha büyük risk oluşturuyorsa, o bölge terk edilebilir. Buna; elde bulundurulmanın fayda ve mahsurları ile risk olasılıkları hesaplanarak karar verilebilir.

Bu kadar uzaktan, doğruluğundan şüphe edilen bilgilerle kendimizi karar verici makam yerine koyarak eleştirilerde bulunmamız haksızlıktır. Kaldı ki, aynı devlete ait sınırımıza daha yakın bir bölge, uluslar arası hukuktan kaynaklanan haklarımızın teminatı olarak tahliye edilen topraklara karşılık işgal edilmiştir.

Bu durum da uluslar arası hukuka aykırı diye eleştiriliyor.

O bölgede hukuka uygun olarak yürütülen ne var ki, bizim yaptığımız da hukuka uysun?

Tahliye bile olsa, değişik istihbarat ve terör örgütlerinin cirit attığı bir bölgede yapılacak harekât risk taşır ve elde yeterli veri olmadan bu risk göze alınamaz. Bunun kararını verenlerin elinde mutlaka tahliye zorunluluğunu ortaya koyan, tahliyenin riskinden daha büyük veriler vardır.

Millî Mücadelede Sakarya nehrine çekilen ordumuz o dönemde vatanı satmadığı gibi 93 Harbinde Erzurum’a kadar çekilmek zorunda kalan Gazi Ahmet Muhtar Paşa da vatan haini değildir.

O askerlere; “Burada kalınacak, burası savunulacak” denilseydi sonuna kadar orada kalırlardı. Onların canlarını almadan hiç kimse de oradaki Türk Bayrağını indiremezdi. O Türk evlatları; babalarının, dedelerinin Çanakkale’de, Sakarya’da, Kıbrıs’ta yaptığı gibi kanlarının son damlasına kadar savunurlardı orayı.

Bu nedenle eleştirilerde insaflı olmak gerekir.

İzlenen dış politikamızı beğenmeyip eleştirebiliriz, ama doğru işleri de yanlış gördüğümüz işlerden ayırmamız gerekir.

Doğruları da eleştirdiğimizde, yanlışları eleştirmemizin bir değeri kalmayacaktır.

O türbe tahliye edilmeseydi, oradaki askerlerimiz; bölgede cirit atan istihbarat teşkilatlarının hangisi tarafından tezgâhlandığı ve onlarca muhalif grubun hangisinden geldiği belli olmayan bir saldırıyla şehit edilseydi veya esir alınsaydı bu durumu nasıl karşılardık?

“Neden tahliye edilmedi?”, “O kadar riskli bir bölgede kalmanın ne anlamı vardı?” şeklinde eleştirileri koro halinde yapmaz mıydık?

Siyasi iradenin bu olayı çok büyük bir kahramanlık olarak gösterme çabası abartıya kaçsa da yapılan hareket doğrudur, o tahliyeyi yapan askerler de kahramandır. Ama sadece bu tahliyeyi yaptıkları için değil; vatan için seve seve her an canlarını fedaya hazır oldukları için.

Abartmak ya da küçük görmek anlamsız.

Sonuç olarak; doğru bir karar, doğru bir uygulama ve yapılan bir tahliyedir.

Zamanlamasının tartışılması daha anlamlı olacaktır.

Benim sorun olarak gördüğüm başka bir konu var:

Haberleri izlerken sandukaların taşınarak kapalı bir alana yerleştirildiğini gördük. Benim Sanat Tarihi derslerinden hatırladığım, sandukalar boş olur. Asıl mezar sandukanın altında topraktadır.

Acaba sandukalar alınıp, Süleyman Şah ve 2 askerinin naaşları toprak içinde bırakılarak mı tahliye yapıldı?


  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25