Barışın ve özgürlüğün başladığı tarih olan 20 Temmuz 1974'ten önce Kıbrıs'ta kan ve göz yaşı hakimdi. Bir kere daha görüldü ki, "Türkiyesiz Kıbrıs, Kıbrıssız Türkiye olmaz" anlayışı esastır.
KKTC'nin devlet ajansında 20 Temmuz'dan öncesi ile ilgili yer alan haberde kullanılan şu cümleler o dönemde yaşanan dehşeti anlatıyordu:
"Yıllarca iş yolunda alınıp kaybedilen, mezarı bile olmayan insanlar, nüfusunun tamamı canlı canlı toplu mezara gömülen köyler, bir futbol yıldızıyken evini savunmaktan vazgeçmediği için öldürülen gencecik öğretmenler, sadece Türk oldukları için “meslektaşları” tarafından öldürülerek kuyulara atılan polisler, sığındıkları ilkokulun önünde kurşuna dizilen hamile kadın ve çocuklar, sınıfın içine atılan bombadan dolayı felç olan kadınlar..."
İşte böyle bir dönemde, Türkiye, 1960 anlaşmalarından kaynaklanan haklarıyla Kıbrıs'a çıkarma yaptı.
Kıbrıs'ta kan ve göz yaşı 1974 tarihinden itibaren son buldu. Türkiye, her zaman Kıbrıs Türk Halkı'nın hak ve çıkarlarını korumak için mücadele etti. Kıbrıs'ta, bir anlaşma noktasında irade koyan hep Türk tarafı oldu.
Kıbrıs Rum tarafının, masaya gelen planlara ve anlaşma metinlerine hayır dediği bir süreç yaşandı. Artık Kıbrıs'ta bir anlaşmanın sadece Rumların hak ve menfaatlerini koruyarak yapılamayacağı net şekilde anlaşılmalıdır.
Kıbrıs'ta, 1974'te sağlanan huzur ve barış ortamının bozulmasına asla müsade edilmeyecektir. Doğu Akdeniz'de başta olmak üzere Kıbrıs konusunda, Türkiye ve Kıbrıslı Türkleri görmezden gelen anlayışların başarılı olma şansı yoktur.
KGK olarak, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında şehit olan askerlerimizi saygı ve rahmetle, gazilerimizi de minnetle anıyor,
Kıbrıs Türk Halkı'nın Barış ve Özgürlük Bayramı'nı kutluyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.