• BIST 9079.97
  • Altın 2324.125
  • Dolar 32.3608
  • Euro 34.9426
  • Erzurum -3 °C
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 12 °C

EVET

Vahdet Nafiz Aksu
Katıldığım ilk halk oylamasında çiçeği burnunda bir gazeteciydim.
Yine böyle kötü köşe yazıları kaleme alıyor, kifayetsiz fikir kırıntılarıyla aleme nizamat verdiğimi vehmediyordum.
12 Eylül'ün kudretli paşası Kenan Evren ve konsey üyeleri başta olmak üzere yüksek rütbelilerin parlak yıldızları, cübbeli ülemanın ihtiraslı gözlerini kamaştırıyordu.
27 Mayıs'ta da öyle olmamış mıydı?
Rütbeliler, 'düşük' dedikleri 'yükseklere' nispeten daha makul cezaî müeyyide planlarken, 367 
garabet mimarlarının  cübbeli dedeleri ikbal ve istikbal secdesine kapanıp " ZİNHAR olmaz, şedit ceza gerekir. Siz onları sağ korsanız, keser döner, sap döner, onlar size hesap sorar. " demişlerdi.
Onların dediği olmuş, rütbe cübbe ittifakından darağaçlı, zindanlı kanlı vesayet tabloları asılmıştı siyasi tarihimizin utanç duvarına.
12 Eylül referandumunda, göğsümü gere gere Hayır'a basmıştım mühr ü Vahdet'i.
Referandumla ikinci sınavımda Ankara'da ortaboy bir bürokrat olarak iktidar kanadının yüce patronlarına birazcık yakındım.
Bir Bakanın tişörtüne  yazdırdığı hoyrat NO sloganı memur taifesine işaret fişeği hükmündeydi.
Soruyorlardı: NO mu?
No! diyordum.
Onlar galiba NO diyeceğimi sanıyorlardı, ben NO ya, no diyordum. 
Netice olarak siyasi yasakların kalkması için muhkem bir şekilde EVET mührünü bastım, milli iradenin giriş kapısı hükmündeki pasula yuvarlağına...
Hiç pişmanlık duymadım.
Pişmanlık demeyim ama hafif bir vicdani sorgulama başlatarak kendimi sigaya çektiğim bir EVET hikâyem de var.
Doğru anladınız. 
2010 referandumundan söz ediyorum.
Referandum öncesi Erzurumdaydım. 
Evet kampanyası için bir gazete çıkarma hazırlığındaki idealist gençlerle çay içerken onların bende saygı uyandıran temiz heyecanlarına tanık oldum. 
Sohbet esnasında bir yerlerden zihnime nakşettiğim
'altı çizili satırlardan' birini naklettim kendilerine :"Tarih ve talihin büyük milletlere güldüğü anlar vardır."
"Bu, o anlardan biri olabilir." Demek istediğimi tabii ki anladı muhataplarım;  memnun, mesut ayrıldılar yanımdan.
Tereddütlerimin zail olup evet'te karar kılmamda demokrat kişiliğim kadar şehrimin o günlerdeki iklimi etkili oldu.
HSYK'nın anayasal işgali gibi ucu 15 Temmuz'a varan alavere dalavere kumpasları bu EVET'imin vicdanımı sızlatan yanıdır.
Neyleyelim ki sandığa atılan zarf, namludan çıkan kurşun gibidir. Gitti gider. Pişmanlığı kâr etmez.  tövbesinin kıymeti harbiyesi yoktur.
***
Evettttt.
Şimdi ufaktan geldik sadede.
Önümüzde tarihi bir referandum daha var. 
Eş dost soruyor; Evet mi, Hayır mı?  Söyle nedir senin bize cevabın!
Hoş, ne kadar sorsalar da bu seçim, referandum işlerinde her kişi kendinin imamıdır ve muhakkak imam bildiğini okur!
Lakin büyük ölçüde partisi, lideri hangi zammı sureyi okuyorsa, onu kıraat ettiği bir sosyolojik olgudur.
Diyorum ki soranlara: "Düşündüm, taşındım. İstişare ettim, müşaverede bulundum, kararımı verdim. Evet diyeceğim. Bir kararım daha var, Hayır diyen dostları kıracak, incitecek bir üslubu asla benimsemeyeceğim. Parlamenter sistemin tarihe karışmasına hiç üzülmeyeceğim.Çünkü hiç olmadı, hiç yoktu öyle bir sistem. Olan bize özgü bir BAŞBAKANLIK SİSTEMİYDİ."
Evet'çi iletişimci dostlarım birkaç ay önce sormuşlardı, sence kampanyanın sloganı ne olmalı? 
Dedim ki bence en etkili, akılda kalan slogan şu olur: Elbette EVET. 
Yakın dostlarım şu aralar fikrimi sorduklarında kullanıyorum kendi sloganımı: ELBETTE EVET. 
***
Gerekçe soranlara da şöyle diyorum : Böyle konularda gerekçe gerekmez, hissiyatını takip et!
Peki,  sonuç ne olur diyenlere şöyle cevap veriyorum. 
Partiler baş ile gövdeden oluşur. 
Yani lider ve seçmenden...
Bazı partilerde baş ile gövdenin kusursuz uyumu vardır.  
Bazılarında baş, gövdeye monte edilmiş gibidir. 
Takma baş ile gövde arasındaki uyuşmazlık iktidara manidir.
Baş ile gövde arasındaki uyum devam ettiği müddetçe iktidara zeval gelmez. 
Şu anda devam eden bu uyum tablosu sonucu müspet etkileyecek en mühim faktör...
Geniş muhafazakâr bir kitle ile dinamik milliyetçi-ülkücü kadroların ittifakı, oy oranlarının üzerinde bir sinerji oluşturacak ve neticeye tahminlerin ötesinde tesir edecek.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25