• BIST 8718.11
  • Altın 2241.459
  • Dolar 32.3269
  • Euro 35.1612
  • Erzurum 0 °C
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 3 °C

SAZ İLE SÖZ İLE BİR ŞEHRİ KALKINDIRAMAZSINIZ

Selman Soğukpınar

Kalkınma, toplumun refah düzeyini artırmak için ekonomi, bilim, sanat, demokrasi gibi birçok alanda gelişmek anlamını taşır.

Kalkınma sadece paranın herkeste ve bol miktarda bulunması demek değildir; insanların daha üst düzeyde, daha insanca yaşaması anlamına gelir.

Ekonomik olarak gelişmiş olmakla beraber kalkınmamış çok sayıda şehir bulunmaktadır.

Kalkınmayı başlatan ve hızlandıran birçok faktör adı sayılabilir.

Bunların içinde Şehrin kalkınmasında bilgi üretimi de büyük önem taşır.

İnsani değerler aşısından sorgulansa da günümüzde bilgi de paraya dönüşen bir ticaret malıdır.

Yetişen ve yetiştirilen insan kaynağının, bilgi gücünün ve düşünce/fikir zenginliğinin bölgeye ve topluma aktarılması/akması gerekmektedir.

Üniversitelerin bulunduğu illerde sağladığı ekonomik katkıların yanında daha fazla topluma yönelmesi, şehrine, bölgesine ve ülkesine daha nitelikli büyüme ve kalkınma adına ışık tutması için öz misyonuna hizmet etmesi beklenmektedir.

Tabi ulusal kalkınma da bölgesel ve kentsel kalkınmaya bağlıdır.

Şehirler ve bölgeler kalkınmadan bir ülke kalkınmış sayılmaz.

Bir şehrin kalkınması da tamamen yerelde uygulamaya konulan kent yönetiminin planlı ve projeli çalışmalarına bağlıdır.

Tabi bizim kent yönetimleri ve kentler dediğimiz kavram, sadece belediyelere indirgenmemelidir.

'Kent-bölge' dendiği zaman aslında birden fazla aktörün içinde olduğu bir yapıdan bahsetmek gerekir.

Sanayi ve ticaret odaları, kadın girişimci dernekleri, genç girişimci dernekleri, sivil toplum, yerel medya, valilikler, üniversiteler ve benzeri faktörler.

Açıkçası yerel ittifak kurmayı becerebilmiş kentler ekonomik kalkınmayı başarmış sayılırlar.

Çünkü yerelde ittifakı kuramayan şehirler ekonomik manada ve siyasi manada başarılı olamıyorlar.

Birde merkez yönetimin, yerel yönetim reformu, teşvikler diğer ekonomik anlamdaki politikalarda muhakkak bu ittifaklara değer vermesi gerekiyor.

Sadece kendi belediyesi olarak buraya bakmaması gerekiyor.

Güçlü bir yerel ittifak şehirde mevcut olan doğal, ekonomik, kültürel ve teknolojik kaynakların kullanılması yoluyla yerel düzeyde sunulan fırsatları azamiye çıkarmaktır.

Bir benzetme yapılacak olursa; ulusal kalkınmanın, insan vücudundaki kan dolaşım sistemi olarak değerlendirmesi durumunda, bölgesel kalkınma da ana damarları, yerel kalkınma ise kılcal damarları temsil edecektir.

Sistemin sağlıklı işlemesi ise, ancak sistemi oluşturan her parçanın sağlıklı işlemesi ile mümkündür.

Yerel yönetimlerin şehrin kalkınmasındaki rolü genelde kabul edilen bir görüştür.

Hatta bir şehrin “Gelişmesi İçin İyi Bir Yerel Yönetim Şarttır” iddiasında da bulunabiliriz.

Yerel yönetimlerin kalkınmada gerekli kurumlar olmasının sebepleri arasında, kaynakların yerinde ve etkin kullanımı gibi ekonomik sebepler olduğu gibi, katılımcılığa elverişli olmasının gerektirdiği siyasi sebepler de bulunmaktadır.

Yerel yönetimin ben yaptım oldu mantığından vazgeçmesi vatandaşı aldığı kararlara ortak etmesi hatta vatandaş görüşünü üstün tutması beraberinde başarılı bir yerel yönetimi var edeceği gibi halkla bütünleşmiş bir kalkınma daha sağlıklı bir kalkınmayı ve sürdürülebilir bir kalkınmayı sağlayacaktır.

Çünkü vatandaş belediyelerin yapmak istediklerini iyi anlayabilirse, bu anlayışla yapılacak işlere de yardımcı olabilir.

Açıkçası kentle ilgili alınacak kararlara yerel toplumun da katılımını sağlamak, bilgilendirmenin yollarından biri olduğu gibi, aynı şekilde karar vermede yerelleşme, yerel toplulukları, problemlerin çözümünde daha sorumlu kılacaktır.

Yine, katılım kişilerin onurunu ve her seviyede toplum duygusunu yükseltirken, aynı zamanda hükümet programlarına canlılık kazandırmakta ve bu katılım, yerel ihtiyaçlara da iyi karşılık verilmesini sağlamaktadır.

Demokrasiyi üstün tutan, halkın siyasal sisteme katılımı ve denetimidir.

Diğer taraftan bir şehrin ekonomi odaklı kalkınmadan, ziyade insan odaklı kalkınması daha güçlü olacaktır.

Geçmişte ülkemizde yerel yönetimde başarının elde edilmesinde ki en büyük etkende halkın yönetime olan katkısı ve vatandaşa söz hakkı verilmesi idi.

Sayın Cumhurbaşkanımızın da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandığı Türkiye'de 27 Mart 1994 tarihinde gerçekleştirilen mahalli seçimlerde en büyük başarıyı gösteren parti Refah Partisi oldu.

Refah Partisi Türkiye genelinde oylarını bir önceki seçime göre ikiye katladı.

Refah Partisi en büyük başarıyı ise büyük illerin belediyelerinde gerçekleştirdi.

Türkiye genelinde toplam 76 ilden 28 ilin belediye başkanlığını Refah Partisi kazandı.

Refah Partisi vatandaşı siyasete ortak etti.

Tabi sadece başkanlıkları kazanıncaya kadar da bu ortaklığı sürdürmedi.

Seçimlerin sonrasında da yerelde sürdürülebilir bir kalkınma için halkı bu defada kurduğu vatandaş meclisleri ile yönetime ortak etti.

O dönemleri iyi hatırlayalım yerel yönetimlerin düzenledikleri meclis toplantılarında yapılacak bütün işler alınacak bütün kararlara halkı ortak ederek bütün eylem ve işlemler yöneticiler, uzmanlar ve halk tarafından tartışılarak karara bağlandı.

Bu toplantılar, o dönemde ki yerel yönetimleri güçlendiren önemli etkinliklerdendirler.

Bu toplantılar, vatandaşla yönetim arasında bilgi akışının sağlıklı bir biçimde yürümesine de hizmet eti.

Belde sorunlarının tartışılmasının yanında halkın önerilerinin de değerlendirilebileceği bu tür halk toplantıları, yerel demokrasi ve hizmet etkinliğine katkıda bulundu.

Şimdilerde o zamandan yetişmiş siyasetçilerin bir kısmında bu uygulamaları azda olsa görmekteyiz.

Bugün halkla bütünleşerek kalkınmayı sağlayan kentler için örnek verecek olursak Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes Türel’in Antalya’da uygulamakta olduğu yönetim anlayışını ortaya koyabiliriz.

Sayın Türel bırakın caddeyi ve mahalleyi, herhangi bir sokakta yapacağı imar değişikliğini dahi vatandaşın önüne sandık koyarak halkın karar vermesini sağlayarak sözde değil özde halkı yönetime ortak etmektedir.

Sayın Türel böylece bir şehrin halkla bütünlük içerisinde her alanda kalkınmasını sağlamaktadır.

Türeli bu manada tebrik etmek gerekir.

Ayrıca 3,5 yıl Antalya’da yaşamış bir vatandaş olarak bir hususu da aktarmadan geçersem hakkı üzerimde kalır.

Bakınız Sayın Menderes Türel benim Doğduğum şehri Erzurum’da 30 yıldır sadece dilde konuşulan konuşulmaktan öteye geçmeyen hafif raylı sistem projesini sadece 3 ayda tamamlayarak Antalya’dan Havaalanına o da yetmedi.

Aksu ilçesinde EXPO Fuar alanına kadar bağlamayı başarmış sadece kendi seçmeninin değil sadece Türkiye’nin de değil Antalya’yı tatil maksatlıda olsa ziyaret eden her bir ferdin takdirini kazanmış bir Belediye Başkanıdır.

Bunu da yeri gelmişken vurgulamakta fayda gördüm.

Yoksa başkanın hakkı üzerimde kalırdı.

Diğer taraftan vatandaşların kamusal hizmetlere ilişkin görüşlerini tespit etmek için düzenli anketler yapılması ve kamuoyuna açıklanması, halkın siyasal kararlara katılımını sağlayacak mekanizmaların uygulanması vs. bir şehrin kalkınması için elzemdir.

Çünkü şehirlerimizin problemlerinin çözümünün en önemli şartı, kentlerimizin sahiplerinin ortaya çıkarak görüş beyanında bulunmasıdır.

Kentin sahiplerinin gerçek anlamda söz konusu olabilmelerinin yolu da, onların kent yönetimine katılımlarından geçmektedir.

Unutulmamalıdır bir insan, kentin yönetimine katılabilirseniz onu sahiplenme duygusunu artırırsınız.

Eğer vatandaşı sadece 4-5 yılda bir yapılan seçimlerde hatırlar vatandaşa söz hakkını sadece sandıkta kullanacağı oyla verirseniz o kentte ekonomik değil hiçbir manada gelişmeyi yakalamanız mümkün değildir.

Ben yaptım oldu demekle şehirler yönetilmez.

Ben oldum demekle Şehr’ül Emin olunmaz.

Her ay belediye meclislerinde onlarca tadilat dosyası ile imar planlarını paçavraya döndürür, sosyal donatı alanlarını yok eder, binalarının katlarını nasıl olsa bulutlar yüksekte diye artırırsanız.

Bir şehrin imar planlarını paçavraya çevirirseniz..

Bir şehri değil.

Bir insanı değil.

Bir medeniyeti katledersiniz.

Sonuç olarak diyorum ki şehrin tanıtımı adına düzenlenen programlarda şehrin kalkınmasına fayda sağlayacağını düşünürseniz.

Yanılırsınız..

Yapmadığınız bir eserin yıkımı ile tanıtım olmaz..

SON SÖZÜM;

 ‘’YERLİ OTOMOBİL FABRİKASI AŞIKLAR KAHVESİNDE ÇALINAN SAZ İLE ALINMAZ..’’

Benden söylemesi bunun için ‘’Güçlü bir Kent İttifakına İhtiyaç Vardır..’’

Yoksa daha çok kendimiz çalar kendimiz dinleriz...

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25