• BIST 9804.19
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Erzurum 22 °C
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 26 °C

SURİYENİN BARIŞA İHTİYACI VAR

İsmail Arslan

Barışın ve sulhun hâkim olması gereken İslam coğrafyasında yaşananlara baktığımızda; savaşın, kaosun, kanın ve gözyaşının hâkim kılınmaya çalışıldığını görmek hiç de zor değil..Yüzlerce yıldır tüm farklılıklara rağmen insanların barış içerisinde yaşadıkları topraklar, küresel aktörlerin etkin müdahaleleri ile kan gölüne çevriliyor.

Afganistan, Irak, Lübnan, Libya derken birkaç yıldır Suriyenin de aynı kadere doğru sürüklendiğini seyrediyoruz.Bugüne kadar birbirimizin kanını akıttığımız hiçbir savaşın en uyak bir faydasını görmediğimiz gerçeğini, Suriyede yaşanan çatışmalar maalesef bir kez daha acıyla sonuçlanacaktır.Suriyede uzun yıllardır devam eden bu süreçte bugüne kadar hayatını kaybedenlerin sayısı bir hayli fazladır.Vatanlarını terk etmek zorunda kalan insanlar milyonları aşmış durumdadır.

Tarihe kök salan müesseseler, medeniyetimizin yüzlerce yıllık birikimini taşıyan insanlığın ortak mirası şehirlerimiz yok edilmektedir.Ölen her insan geride yetim ve dullardan oluşan devasa bir topluluk bırakırken; aileler parçalanmakta, nesillerin dimağı savaşın acımasızlığıyla zehirlenmekte ve Suriyede hayatın akışına kanlı bir set çekilmektedir.

Bütün bunlar yaşanırken, Suriyede rejimin halka karşı kimyasal silah kullanması üzerine Başta ABD. olmak üzere uluslararası güçler Suriyeye karşı bir operasyon hazırlığına girişmişlerdir. Daha önce de halkları başlarında bulunan diktatörlerden kurtaracağı iddiasıyla Afganistan, İraka,Libya'ya, Somaliye giren küresel aktörler, kirli operasyonlarında milyonlarca masum insanın yaşamını yitirmesine ve söz konusu ülkelerin derin bir kaosa sürüklenmesine sebep olmuşlardır.

Bugün devam etmesi halinde ne zaman biteceği meçhul; kime yarayacağı belli olmayan bir ayrışmaya sahne olacak. Derimki Suriyedeki bu savaş küresel aktörlerin operasyonlarına fırsat verilmeden bürokrasi yoluyla durdurulabilirmi?

Barışın sağlanabilmesi için başta Türkiye ve İran olmak üzere tüm yerel ve bölgesel unsurlar harekete geçmelidir.Arap Birliği, bölge ülkeleri, İslam dünyasında ve özellikle Türkiyede temsil gücü bulunan etkin kişi, kurum ve yapılar Suriyede çatışan tarafların müzakere masasına oturmalarını sağlamak için katgı vermelidir.

Bu uğurda tüm hesaplar bir kanara bırakılmalı; Suriyede dökülen her damla kanın ve düşen her bir tuğlanın Suriye halkına ve İslam coğrafyasına zarar verdiği görmezden gelinmemelidir.Gelinen noktada insanların bir daha bir arada yaşamayacak düzeye götürecek ve faturası gem Suriye, hemde İslam coğrafyası, insanlık için çok ağır olacak bir küresel operasyona davetiye çıkarmak yerine, Türkiye başta olmak üzere tüm bölge ülkelerini, sorumlu kişi ve kuruluşları Suriyede çözüm arayışına davet ediyorum.

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25