Bu fırça niye Sayın Vali Yardımcısı Bey!

Sanıyorum yeni atanan vali yardımcısı Ertuğrul Egemen Erzurum’u görev yaptığı bazı illerle karıştırdı.

Halbuki bir bürokrat nereye atanmışsa atandığı yerle ilgili bazı araştırmalar yapmalı.

Şehrin hangi hüviyete sahip olduğunu şöyle bir gözden geçirmeli,

Şehrin kimliği hakkında bilgi sahibi olmalı,

Şehrin tarihi yapısını,

Kültürel geçmişini,

Va hatta içinde yaşadığı insanların karakter özelliklerine kadar bir gözlem yapmalı.

Atandığı yeri iyi analize etmeli ve ona göre tavırlarını belirlemeli.

*

Erzurum tarihe yön veren şehir,

Bağrında mert, yiğit insanları taşır.

Ariftirler..

Saygısızca davranışlar asla sergilemezler.

Devlete bağlı ve devlet geleneğini bilen insanlardır.

Sayın vali yardımcısı işte siz böyle bir ile atanmışsınız.

*

Yaşınız itibarıyla henüz büyük değilsiniz.

Ama bürokratsınız.

İnsanlar size karşı ceketlerinin önlerini kapatıyorlarsa, devlete olan saygılarındandır.

Bizde bir söz vardır;

‘Büyük büyüklüğünü, küçükte küçüklüğünü bilmeli’

Fırça atmak büyüklük değildir.

Bağırmak, çağırmak büyüklüğün B harfine bile sığmaz.

Hele ‘Bir daha böyle bir şey istemiyorum’ demek büyüklüğe hiç yakışmayan tarzdır.

Birazda tehdide girer…

*

Büyük olmak her zaman fedakar olmayı gerektirir.

Kalp kırmaktan ötedir.

Tevazudur aslında karşıdakini büyük yapan.

Yüreği mangal gibidir.

Küçük istasyonlarda durmaz.

Olgun tavırlıdır,

*

Şimdi bu şablonu alınız Sayın vali yardımcısının katıldığı ve fırça attığı toplantıya yapıştırınız.

Göreceğiniz manzara gerçekten içler acıtan bir manzaradır.

Bir bürokrata asla yakışmayan tavırlardır.

İnsanlar artık çocuklarına bağırıp fırça atmıyorlar.

Söz sırası gelişmek hemen şunu da sormak istiyorum; Sayın vali yardımcısı bu tür davranışlarını varsa çocuklarına karşıda yapabiliyor mu?  

Günümüzde insanlar birbirlerini artık olgunlukla karşılıyorlar.

Sayın vali Yardımcısı 80-90 yaşında olsa diyeceğim ki eskilerden kalmış.

Hem bağ değişmiş, hem de bahçıvan.

Siz hangi zamandasınız Sayın Vali Yardımcısı bey…

*

Bulunduğunuz toplantıda sadece sizin memurlarınız yok.

Sivil Toplum Kuruluşlarının Başkanları ve vatandaşlarda var.

Mesela Baro Başkanı Avukat Faruk Terzioğlu’da var.

Bu insanlar siz salona içeri girdiğinizde neden ayağı kalksınlar?

Ayağı kalkmalarını gerektiren ne acaba?

Size göre ego tatminimidir yoksa?

Ayağa kalkmayınca size karşı terbiyesizlik mi yapmış oluyorlar.

Bunun için mi fırça attınız?

O sivil toplum kuruluşlarının başkanları da seçimle geliyor iş başına.

Atanmıyorlar,

Vatandaşın oyunu alarak koltuklara oturuyorlar.

Demokrasinin gereği doğrultusunda seçiliyorlar.

Demokrasilerde seçilmişlik çok önemlidir.

Binlerce insanı temsil ediyorlar,

Hem de vatandaşın ta kendisini…

*

Baro Başkanı Faruk Terzioğlu konuşmuş bu konuda.

Demiş ki; ‘Toplantıya geç gelen o. Asıl özür dileyecek o’

İnsanları bekletmek adaba aykırıdır,

Ayıp bir şeydir zaten…

Bir bürokratın üzerinde hassasiyetle duracağı bir konudur.

Burada asıl ayıp kime aittir acaba?

*

Hatırlıyorum, Bartın Valisinin de bu tür bir fırça olayı vardı.

Sayın Başbakan çok kızmıştı.

Konu basına yansımıştı.

İlk kararnamede merkeze alınmış oldu.

Bu tür örnekler çok.

Akıbetleri de belli..

Sizin geleceğiniz var Sayın vali yardımcı bey,

Bu tür gerginlikler önünüzü kesebilir.

*

Son söz;

Devlet geleneği vardır ama birde millet geleneği vardır. Bazıları buna töre, terbiye derler. ..