KİME ÇAMUR ATTIĞINIZA DİKKAT EDİN.

Eğer yaşam felsefeniz çamur at izi kalsın mantığı ise yaptığınızda, yapacağınız da hiçbir işte abad olmanız mümkün değildir. Bu mantıkla işi yaptım oldu, diyenler diğer bir deyimle zulüm ile abad olanlardır.

Hepimiz iyi biliyoruz ki; zulüm ile abad olunmaz. Olanında ahiri berbat olur.

Bu güne kadar şöyle etrafımıza baktığımızda görüyoruz ki zulüm ile abad olanların tamamının sonu hüsran olmuştur.

Buna başka bir deyimle ah almakta denilebilir.

Şimdi size soruyorum.

Bu mantıkla mazlum olanların, garip olanların malını zulüm edercesine zorla elinden almak yâda iftira ederek, gasp ederek mal bulmuş mağrip gibi elde etmek o insanların ahını almak değil de nedir?

İnsanlara çamur atarak, zulüm ederek abad olunursa ya da insanların ahını alarak mal mülk, makam, mevki sahibi olunur ise, Şunu iyi biliniz ki;

Bunların hepsi kul hakkıdır. Buda ne dinen ne ahlaken güzel bir haslet değildir.

Bizleri yoktan var edenin bana her şeyle gelin ama kul hakkıyla gelmeyin emrini bilen idrak edenlerden olmalıyız.

Kul hakkı almak öyle bir vebaldir ki ebedi âlemde insanı müflis durumuna düşürür.

Müflis; bu fani dünyada malını, mülkünü bütün servetini kaybetmiş iflas etmiş kişi demektir.

Diğer taraftan Müflis; Ebedi âlem de ise bir insan bu dünyada namaz kılmış, oruç tutmuş, zekât vermiş, hacca gitmiş.

Yani yaratanın bütün emirlerini yerine getirerek huzuruna çıkmış.

Ama dünyada insanların haklarına tecavüz ettiği için orada bütün ibadetleri elinden alınarak hak sahiplerine verilince kesesinde hiçbir erzakı kalmamış zavallıya denir.

Rabbim kimseyi bu sıfatlardan eylemesin inşallah.

Bu sıfatlardan olmamak müflis durumuna düşmemek için bu geçici dünyada yaptığımız, konuştuğumuz her meselede çamur at izi kalsın mantığı ile işlerimizi yürütmemeli bizlere tanınan bu kısa ömürde insanların canını yakmamalıyız.

Her camiada her meslek gurubunda olduğu gibi bizim basın camiamızda da elimizde bilgi belge olmadan ahkâm kesmek ortalıkta toz bulutu estirmek karalamak çamur atmak kimseye fayda sağlamaz.

Son zamanlarda hak adına yazılı basında yazdığımız yazılarımızdan ve görsel basında söylediğimiz sözlerimizden rahatsızlık duyan birileri ortalıkta dolaşarak şahsıma çamur atmaya başladılar.

Bu beylerin hazmedemediği tek gerçek şahsımın doğru olanın yanında, yanlış olanın yanlış iş yapanların karşısında onlar gibi eğilmeyerek dik duruş sergilememdir.

Bu zavallılar kendi kalemlerini ve dillerini adalet dağıtan Hz. Ömer’in kılıcı gibi görüyorlar. Ancak yıllardır o kılıcın haktan doğrudan yana olmadığını aslında kendileri de iyi biliyor.

Ama inkâr yoluna gidiyorlar.

Küfrederek, iftira ederek, riyakârlık yaparak, üç kuruşa tenezzül ederek yaptıkları işin doğru olduğunu sanıyorlar ama aslında buna kendileri de inanmıyorlar.

Adam olmadıklarından bunu da dile getiremiyorlar.

Bu insanlar zaten yazılı basında yazdıklarımdan da görsel basında söylediklerimden de rahatsız olduklarını dile getirmeselerdi. İnanın çok üzülecektim.

Bunu sabırsızlıkla bekliyordum.

Şimdi çok mutluyum çünkü yaydan çıkan ok hedefi bulmuştur.

Bizim oklarımız birer, birer hedefi bulurken sizler o ufacık beyninizle hareket etmeye devam edin.

Ben ne 14 yıllık Radyoculuk hayatımda da nede son 2,5 yıldır görev yaptığım görsel ve yazılı basında hiç kimseye ya da hiçbir kuruma çamur atarak, iftira ederek bu mesleği yapmadım.

Benim dünya görüşümde ve hayat felsefemde adına ahlaki çöküş (ahlaksızlık) dediğim bu deyimler olmamıştır. Olamaz.

Çünkü ben; ‘’Sizin hiçbir günahınız olmasa sadece duyduklarınızı söylemeniz size günah olarak yeter.’’ Emrini bilen ve bunu idrak edebilen bu yolda da yaşamaya gayret eden bir insanım.

Sizlerin kimin taşeronluğunu yaptığınızı da ben iyi bilirim.

Şimdi sizlere akıl veren. O imar müdürlüklerinde görev yapan taşeronluğunu yaptığınız sizin çok sevgili dostlarınız da beni iyi tanırlar.

Ben bu güne kadar kimsenin önünde menfaatlerim için ceket iliklemedim.

Bu şehirde delikanlı gibi yüzüme konuşamayanlara, arkamdan çamur atmaya çalışanlara diyorum ki;

HODRİ MEYDAN

Bütün kamu dairelerini, özeli tüzeli ne varsa gidip araştırın. 1997 yılında başladığım Kazım Karabekir Belediyesi imar işleri müdürlüğünde 2009 yılına kadar (son 5 yılında da imar işleri şefi), 2009 yılından 2010 Ağustos 25’ine kadarda Yakutiye Belediyesi imar müdürlüğü olmak üzere 13 yılı aşkın süre görev yaptım.

Bütün belediyelerin imar müdürlüklerinde görev yapanların mal varlığını da benim mal varlığımı da araştırıp delikanlı gibi açıklayın.

Tekrar ediyorum. İşte meydan benim 2004 model bir araçtan başka üzerime kayıtlı 1 metre gayrimenkul bir banka hesabında para bulursanız. Bu şehirde bir dakika durursam namerdim.

Yok, İspatlayamazsanız sizler müfterisiniz.

Şahsımın ismi hiçbir zaman bir kooperatifin panosunda ya da karar defterinde olmadı.

Hiçbir müteahhidin önünde iki büklüm olmadım.

Açık söylüyorum, veremeyecek hiçbir hesabım yoktur.

Buyurun arkamızdan konuşan zavallılar. Ben buradayım ben Yeni kuşak gazetesinin köşesinde Doğu TV’nin ekranındayım.

Ne bulursanız getirin.

Hem de TV de benim canlı yayın programımda milletin huzurunda size açıklama fırsatı vereceğim.

Buda benden olsun.

Yüreğiniz yetiyorsa buyurun.

Siz bir şey bulamazsınız. Bunu araştırmaya bile cesaret edemezsiniz.

Çünkü biz bu yola çıkarken arkamızda lekeler olmadığını bilerek çıktık.

Benim abdestimden şüphem yok ki namazımdan olsun.

Ama şunu da iyi biliyorsunuz ki; Ben sepeti bir dökersem.

İşte o zaman size akıl verenlere de sizlere de bu şehir dar gelir.

Siz çekirge gibi sıçradınız. Ancak bu defa nereye konduğunuza dikkat edin.

Karşınızda ki Şerefiyle haysiyetiyle alın teriyle kazanıp çoluk çocuğunun rızkını temin eden bu memlekete sevdalı bir hizmetkârdır.

Size son defa tekrar ediyorum.

Babamın ismi; İhsan

Benim ismimi artık ezberlediniz.

Ama hatırlatayım yine de, ismim Selman araştırın açıklayın.

HALEP ORADA İSE ARŞIN BURADA.