EBB ve Atatürk Üniversitesinin düzenlediği “Tüm Yönleriyle Velayet” sempozyumunun açılış panelinde bir konuşma yapan Toplumsal Araştırmalar Merkez Müdürü Prof. Dr. Mevlüt Özben velayetin sosyolojik boyutuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Boşanmanın, aile üyelerinin yaşam gerçekliğine kısa devre yaptıran, hatta söz konusu gerçekliği ekseninden kaydıran çok önemli bir konu olduğunu altını çizen Özben şunları söyledi:
“Aile bütünlüğünün bozulma nedenlerinin başında gelen boşanmanın doğrudan sonuçlarından biri olan çocuk ya da çocukların velayeti konusunu birçok disiplinin kendi perspektifinden ele alır. Velayet en yalın biçimiyle, on sekiz yaşından küçük çocukların tabi olacağı otoriteye göndermede bulunan bir kavramdır. Evlilik devam ettiği müddetçe anne ve babanın müştereken paylaştığı velayet, eşlerden birinin ölmesi durumunda sağ kalan eşe, boşanma halinde ise hukuki çerçeveye sadık kalınarak hakim kararı ile belirlenen eşe verilir. Özellikle ailenin bütünlüğünün bozulması durumunda güçlü sosyal içerimlere sahip bir konu olarak ön plana çıkan velayet bahsinde kolektif vicdana ve sağduyuya uygun olacak şekilde “çocuğun yüksek yararı” temel referans olarak ele alınır. Başka bir deyişle, boşanma gibi aile bütünlüğünü doğrudan ortadan kaldıran durumlarda hukuk kurumunun önceliğini çocuğun yüksek yararı oluşturmaktadır. Şurası açık ki, aile ile ilgili tüm tanımlama çerçeveleri dahlinde “yakınlık” öne çıkan özelliklerin başında gelir. Bu bağlamda denilebilir ki, aile kavramıyla iç içe geçmiş olan kavramlardan biri de mahremiyettir. Boşanma olgusu tam da bu alana, yani mahremiyete yönelik tahribatlar içerir. Boşanma süreci başladığında aile ve üyelerine hitap eden en önemli kavram olan “yakınlık” yerini hızla” mesafeye” bırakır. Mesafe yasallaştığında, yani evlilik hukuki bir hüküm olan “boşanma” ile sonlandırıldığında “yakınlık” nosyonuna sıkı sıkaya bağlı olan en mahrem ilişkiler de (örneğin ebeveynlikler) kopma noktasına gelir. İşte tam da bu nokta da velayet, en başta da çocuğun yüksek yararı ilkesini gözeterek, kopma noktasına gelen ebeveynlik ilişki ve şartlarına yönelik hukuki bir düzenleme girişimini ifade eder. Çağımızın stres çağı olarak nitelendirilmesine neden olan bireysel stres kaynaklarının artmasıyla, toplumlarımızda tahammülsüz bireyler de artmıştır. Buna ek olarak, ihtiyaca yönelik olmayan hazza dayalı tüketimi hedef alan tüketim çılgınlığı, medyanın ürettiği yeni değerler sonucu oluşan yozlaşmalar ve evlilikte maddi değerler üzerine kurulmak istenen yaşam tarzı gibi faktörler de evlilikleri ve elbette aileleri olumsuz etkilemektedir”
Ailenin, yakınlığı mahremiyet düzleminde ihdas eden en önemli kurum olduğunu ifade eden Özben, “Günümüzün aşırı bireyselleşme, yalnızlık vb. sorunları bakımından da sığınılacak son liman olan ailenin bu özelliğinden uzak olacak şekilde değiştiği ve dönüştüğüne ilişkin söylem ve çalışmaların çokluğuna karşın aile bugün bile, hali hazırda, yakınlık/mahremiyet ilişkilerinin merkezi olma sorumluluğunu üstlenmeye devam etmektedir. Tam da bu yüzden, ailenin bütünlüğünün bozulması demek aynı zamanda toplumsal dünyalarımızdaki en sahici yakınlık ilişkisinin de parçalanması anlamına geldiği için dramatik bir değişimdir. Ebeveynlik ilişkileri ve şartlarına yönelik hukuki bir düzenleme girişimi olarak velayetin süreç içerisinde çocukla ilişkiyi bir tür mülkiyet ilişkisine dönüştürüp-dönüştürmediğine yönelik çalışmaların yeniliği ve azlığının da velayetin sosyolojik boyutuna ilişkin değerlendirmeleri kısıtladığını belirtmek gerekir. Sosyolojik bakımdan velayet konusu çocuklar dışında eşlerin de, yani ebeveynlerin baş başa kaldığı sosyal durum bilgilerine yönelik bir okumayı da içerir. Eşlerin anne ve baba olarak sosyal statü ve rollerinin yeniden düzenlendiği boşanma süreçleri sonucunda velayet kurumunun bu roller üzerindeki olumlu-olumsuz etkilerinin tartışılması büyük önem taşımaktadır. Boşanma ve velayete yönelik hukuki hüküm sonucunda ebeveynlerden birinin bu sosyal rolünü daha bir sağlamlaştırırken diğerinin tam da bu noktada ötekileştirilip-ötekileştirilmediği tartışılan konuların başında gelmektedir” diye konuştu.
18 yaşından küçüklerin her şart ve durumda çocuk sayılması gerektiğine de değinen Özben sözlerine şu cümlelerle son verdi:
“Şimdi bir düşünün; hukuken 18 yaşından küçük bir çocuğun organını bağışlaması ya da kendi rızası olsa bile organının alınması mümkün değilken; bir bakıma onun yaşamının elinden alınması anlamına gelen çocuk yaşta evliliklere kimi durumlarda (çocuğun rızası gibi) izin verilmesini bir türlü anlayamıyorum.”
“Tüm Yönleriyle Velayet” sempozyumu düzenlendi
Toplumsal Araştırmalar Merkez Müdürü Prof. Dr. Mevlüt Özben velayetin sosyolojik boyutuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
- Yorumlar 0
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ETÜ YÖKAK tarafından 2 yıl süreyle akredite edildiErzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından yükseköğretim kurumlarındaki niteliğin yükseltilmesi ve kalite güvencesine katkı sağlanması amacıyla uygulanan Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında 2 yıl akredite oldu.
ETÜ’lü Muhammet Ali Hırvatistan’dan gümüş madalya ile döndüErzurum Teknik Üniversitesi’nin (ETÜ) Milli Sporcusu Muhammed Ali Demirel, Büyükler Avrupa Judo Şampiyonası’nda gümüş madalyanın sahibi oldu.
Atatürk Üniversitesinde 2 yeni lisans programı açılıyorAtatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında gerçekleşen Yapay Zekâ, Dijitalleşme ve Büyük Veri” başlıklı toplantıya katıldı.
Atatürk Üniversitesi ikinci kez akredite edildiKurumsal Akreditasyon Programı kapsamında 2021 yılında akredite olan Atatürk Üniversitesi, 2 yıl süreyle yeniden akredite edildi.
ETÜ’de TÜBİTAK’tan destek alan öğrenciler için ödül töreni düzenlendiErzurum Teknik Üniversitesi’nde (ETÜ), 2023 yıllarında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) “2209-A Üniversite Öğrencileri Destekleme Programı” kapsamında destek almaya hak kazanan proje ekipleri için ödül töreni düzenlendi.
- 18:20 - Van'ın Haber Kaynağı: Güvenilir, Tarafsız, Hızlı
- 18:16 - Bardakların Malzemesi ve Kullanımı Ömrünü Belirliyor!
- 16:39 - ETÜ YÖKAK tarafından 2 yıl süreyle akredite edildi
- 16:34 - ETÜ’lü Muhammet Ali Hırvatistan’dan gümüş madalya ile döndü
- 14:24 - Short Track Türkiye şampiyonası, Erzurum’da başladı
- 11:33 - Erzurum’un araç varlığı 150 bin eşiğinde
- 11:19 - İsmail Arslan yazdı:'Kötülük'
- 10:03 - Tekman’da muhtarlara birlik ve beraberlik vurgusu
- 10:00 - Jandarmadan JASAT Mercek-6 operasyonu
- 17:51 - Atatürk Üniversitesinde 2 yeni lisans programı açılıyor
- 17:48 - Erzurum’da 2024-EKPSS tedbirleri
- 17:43 - Erzurum'da çiftçiye makine desteği
- 17:40 - ESKİ’den su israfına karşı seferberlik
- 16:37 - Yeni Evlenenler! Banyonuzu Döşerken Bu Maddeleri Not Alın!
- 16:35 - Ferforje hem Estetiği hem Sağlamlılığıyla Tercih Ediliyor
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25
Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.