Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyetinin olağan genel kurulunda başkanlığa seçilen İhlas Haber Ajansı (İHA) Erzurum Bölge Müdürü Ayhan Türkez’i ve değerli ekibini gönülden tebrik ediyorum. Bu yeni dönemin, cemiyete taze bir soluk, yenilikçi bir vizyon ve güçlü bir dinamizm katacağına inanıyorum.

Mahallî basın geleneği güçlü, köklü bir medya kültürüne sahip Erzurum; önemli haber ajansları ve gazete temsilciliklerinin merkezi olması itibarıyla yalnızca bölgesel değil, ulusal düzeyde de bir “okul ve ekol” işlevi gördü daima.

Böylesine derin bir birikimin bulunduğu bir şehirde, gazetecilerin temsil makamında bulunmak; vizyon, liyakat ve sorumluluk bilinci gerektiren önemli bir vazife. Mesleki kuruluşlarımızda görev alan dostlarımızın, şehrin basın tarihine ve mesleki etik değerlere yaraşır bir performans sergileyeceklerinden kuşku duymuyorum.

DAGC'nin genel kurulunun ardından sosyal medya hesabında görüşlerini dile getiren kıymetli Talat Uzunyaylalı'nın şu cümlelerinin altını çizdim.

"Temennim odur ki, ister sosyal medya platformlarında, ister yazılı basında olsun, gazeteci kimliği taşıyan herkes haber yazabilmeli, röportaj yapabilmeli. Çünkü mesleğin standardını yükseltmenin yolu; haber yazmak ve yorum üretmekten geçiyor. Yeni yönetimin, bu alandaki eksikleri giderecek adımlar atacağına ve gazeteci arkadaşlarımızı bu yönde motive edeceğine inanıyorum."

Talat Bey, çok haklı: Gazeteci kimliği taşıyan herkes haber yazabilmeli, röportaj yapabilmeli. Başka türlü nasıl gazeteci olunabilir ki?

Bu satırları okurken ister istemez artık hemen herkesi kendisinin genel yayın yönetmeni, müstakil gazeteci, yazar gören sosyal medya fırtınasının, geleneksel yapıları sarsan gücünü hayal ettim.

Elbette, sosyal medyanın yükselişi geleneksel medya için bir son değil. Mesleki kuruluşların da çabasıyla bu yeni olgu bir dönüşüm çağının başlangıcı olabilir.

Geleneksel medya, temel değerleri olan güvenilirlik ve derinliği koruyarak, dijitalin sunduğu imkânları kendi ortamına süratle taşıyabilmeli. Bunu mümkün kılacak yeni bakış açılarını, yeni vizyoner yaklaşımları benimsemeli. Bu hususta mesleki kuruluşlar üyelerine önderlik etmeli.

Yenilikçi iş modelleri geliştirerek ve hedef kitlesiyle etkileşimini artırarak gelecekte de varlığını güçlü bir şekilde sürdürmek konusunda geleneksel yapıları motive etmek gibi sorumlulukları da var artık dernek ve cemiyetlerin.

Değişime adapte olan ve sosyal medyayı bir tehdit yerine bir fırsat olarak gören haber siteleri, gazeteler ve ajanslar, ayakta kalmayı sürdürme şansına sahip olabilir ancak.

Tabii, iletişim fakültelerinin de dernek ve cemiyetler ile sıkı işbirliği içinde yeni koşullara uygun müfredat tespitinde geç kalmaması, yeni koşullara uygun bir eğitim planlaması yapması hayati önem taşıyor.