Abdurrahman Zeynal

Abdurrahman Zeynal

TARİHİNİ BİLMEYENLER MİLLİ KİMLİK OLUŞTURAMAZ

Ortaçağ ve öncesinde toplum hafızasını dinler, rivayetler şekillendirmiştir. 17. Yüzyıl sonrasında halkın hafızası bilimlerin gelişmesi ile şekillenmeye başladı. Bu gelişmeler dini temellerin dışında bilimsel tarih anlayışının doğmasına sebep oldu. Fransız ihtilaliyle başlayan etnik şekillenme, milliyetçilik duygularının gelişmesi halkın hafıza değişimine ciddi etkiler getirdi.

Batıda Kant, Hegel ilerlemeci tarih anlayışını geliştirirken Karl Marx üretim biçimlerinin, ekonomik göstergelerin “sınıfların kavgası” tezinin etkili olduğunu ileri sürdü. 1700-1850 arasında yapılan tartışmalar aynı zamanda uluslaşma, milletleşme süreçlerini tetikledi.

Almanya, Fransa ve İtalya’da sağlanan birliktelikler, ulus devletlerin doğmasına sebep olurken özellikle balkanlarda Sırp, Bulgar, Rum, Romen, Arap ve diğer etnik kökenli topluluklarında artık uluslaşma sürecine girdikleri gözlendi. Bu gelişmeler ulus devlet, vatan sevgisi fikrini toplumların hafızasına yerleştirdi.

Batıda bu gelişmeler olurken kısa süre sonra Osmanlı toplumunu etkiledi. Düne kadar aynı havayı, aynı suyu, aynı ekmeği birlikte paylaşanlar artık ben farklıyım demeye başladılar.

İslam diyarlarında, medreselerinde Fıkıh, Kelam, Hadis, Tefsir, Akaid okutulurken yer yer dinler tarihi, peygamberler tarihi ve hükümdarlar tarihi okutuluyordu. Böylece etnik temele ait bir kayıt yoktu. İlk dönem Müslüman olanlara mevali deniliyordu. Durum böyle olunca Türklerde mevali olarak adlandırılmıştı.

1800’lere kadar bu böyle devam etti. Osmanlı tarih kitaplarında eski Türklerle, Büyük Selçuklularla, hatta Anadolu Selçuklularıyla ilgili bilgiler medreselerde hiç okutulmadı. Okutulanlar daha çok Osmanlı Hanedanı ile ilgili bilgilerdi.

Osmanlı İmparatorluğuyla ilgili ilk ciddi çalışmayı, tarih sentezini Avusturyalı Joseph Hammer von Purgstall yaptı. Hammer’i Johann Wilhelm Zinkeisen takip ederken Lamartine de Osmanlı tarihi yazanlardan biri idi. Halbuki Osmanlıda Aşık Paşazade, Oruç Bey, Mehmet Neşri gibi ilk devir yazarlarının metinleri 15. yüzyıldan itibaren bilgi sunmaktadır. Bunları Peçevi, Naima ve Ahmet Cevdet Paşa takip etmektedir. Bu tarih yazmalarından öte bir de Nasihatnameler, Risaleler önemli yer tutuyordu.

Ahmet Cevdet Paşa bu alanda yazdığı 12 ciltlik tarihi sahasında yapılmış ilk yerli çalışmanın ürünüydü. Ahmet Vefik Paşanın mektepler için yazdığı “Fezleke-i Tarih-i Osmani” ve “Hikmet-i Tarih” ilk olma özelliği taşıyordu.

İlk kez Türklerden söz eden “Tarih-i Alem” Süleyman Paşa tarafından kaleme alınmıştı. Abdurrahman Şerefin yazdığı ve okullarda okutulan “Fezleke-i Tarih-i Devleti Osmaniyye” bu sahada yazılmış kıymetli bir eserdi.

Tanzimat ve Islahat Fermanlarıyla şekillenmeye başlayan, Azınlık ve Misyoner mekteplerinin etkisiyle etnik ayrışmalar arttı. Buralarda ulus tarihleri okutulmaya başlarken 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesinin yayınlanmasına kadar Osmanlı mekteplerinde ve Medreselerinde Peygamberler Tarihi, Osmanlı Tarihi ve Genel Tarih okutuluyorken coğrafya dersleri diye bir derste yoktu.

1869 tarihinden sonra Sıbyan Mekteplerinde “Muhtasar Tarih-i Osmani” ve “Genel Tarih” okutuldu. Rüştiyelerde “Tarihi Umumi, Muhtasar Tarih ve Coğrafya” okutuldu. İdadilerde ise “Tarihi Umumi”, Sultaniye ve Darulmuallim mekteplerinde “Tarih” ve “Tarih-i Umumi” okutularak Osmanlıcılık oluşturup “halk Hafızası” şekillendirilmek istendi. Mustafa Nuri Paşanın yazdığı dört ciltlik “Osmanlı Devleti Tarihi” kuruluştan birinci meşrutiyete kadar geçen tarih diliminin değerlendirilmesiydi.

II. Abdülhamit döneminin ilk yıllarında batıda gelişen Pozitivist anlayış uluslaşmaya etki ederek Osmanlı aydınlarını etkiledi. Mizancı Murat, Hakkı Bey, Binbaşı Ali Tevfik Bey “Tarih-i Umumi” kitaplarını yazdılar. Süleyman Paşa “Tarih-i Alem” adlı eserinde ilk kez Türk Tarihinin Osmanlı öncesine ait bilgileri yazdı. İlk Türkleri, devletleri, Orta Asya’yı yazdı. Böylece “Türk Ulusçuluğu” tarih sahnesindeki yerini aldı.

Mektep programlarında tarih ders olarak okutulmaya başlayınca beraberinde ciddi tartışmaları da getirdi. Osmanlı Türklerinin mazisini öğrenen talebeler devletin şimdi içine düştüğü felaketi görünce içlerinde isyan duygusu gelişti. Bir tarafta dini ve etnik yapıya sahip insanlar hoşnutsuzluk içine düşerken özellikle askeri idadilerde okuyan talebelerde yeni duyguların gelişmesine sebep oldu.

II. Abdülhamit’e karşı hoşnutsuzluk başlayınca 1893 yılından sonra Tarih dersleri sıbyan mekteplerinden, Rüştiyelerden kaldırılmasına karar verildi. 1904 yılında tarih ve coğrafya dersleri 1908 yılında II. Meşrutiyetin ilan edilmesinden sonra büyüyen Türkçülük akımı sonrasında mekteplere yeniden tarih dersleri konuldu. Bu derslerin içinde ‘Osmanlı Tarihi’, ‘Umumi Tarih’, ‘Asr-ı Hazır’ gibi kitaplar okutulmaya başladı. Kitap yazanlar arasında Ali Reşat, Ali Seydi, Mehmet Şakir, Ahmet Refik, Hüseyin Cahit gibi isimler vardı. Salih Zeki Bey tarafından yazılan 32 sayfalık Türk Tarihi adlı eserinde ilk defa Osmanlı Türklerinden söz etti.

1910’lardan sonra Ziya Gökalp, Yusuf Akçura gibi yazarlar yazdıkları yazılarla Türk tarihinin araştırılmasına öncülük ettiler. Cumhuriyetin ilanıyla başlayan süreçte İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Enver Ziya Karal, Mükrimin Halil Yinanç, Osman Turan, İbrahim Kafesoğlu, Yılmaz Öztuna Türk Milletinin tarihini aydınlatmaya, ışık tutmaya devam ederken Niyazi Berkes, Şerif Mardin, Halil İnalcık, İlber Ortaylı tarihimizi aydınlatmaya devam ettiler.

Günümüze gelince ortak bir Türk Tarihi yazmak zaruri hale gelmiştir. Dünyanın değişik üniversitelerinde görev yapan tarihçilerimiz artık çok geç olmadan bu çalışmayı başlatmalı ve gelecek kuşaklara sağlam senetlerle bırakmalıdır. Coğrafyamız üzerinde yeni devletçiklerin oluşmasına müsade edilmemelidir. Çünkü bu coğrafya Türk Milletinin öz yurdudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Zeynal Arşivi

KARDEŞ OLMAYA ÇAĞRIMDIR

30 Kasım 2024 Cumartesi 16:24

1877-1878 OSMANLI SAVAŞI ÜZERİNE

09 Kasım 2024 Cumartesi 16:34

ÇARESİZ KALIP ÖLÜMÜNE YÜRÜDÜM

14 Ekim 2024 Pazartesi 21:37

ABDURRAHİM ŞERİF BEYGU HOCA KİMDİR

03 Ekim 2024 Perşembe 11:30