Şehrimizde son zamanlarda karşılıklı verilip alınan plaket takdim törenlerini görünce aklıma ilk olarak Fahri Işık’ın yazmış olduğu şiir geldi.
Kimi utanmadan şarkı söylüyor.
Kimi neden ödül aldı bilmiyor.
Biri alıyorsa biri veriyor.
Al takke ver külah ödül töreni.
Televole de arzı endam edenler.
Ekranlarda kültür dersi verenler.
Ensesi kalına postu serenler.
Al takke ver külah ödül töreni.
Yâda bu meseleyi daha iyi anlamamız için Nasrettin hocanın fıkralarına bakmak lazım.
Hoca bir gün pazara çıkar. Bir yumurtacının önünde durur.
‘’Yumurta kaç para diye sorar.’’
5 kuruş cevabını alınca bizim hoca yumurtaların hepsini alır.
Sonra aldığı yumurtaları kendi tezgâhına koyar ve yumurtanın tanesini 3 kuruştan satmaya başlar.
Olayı görenler.
Şaşkın bir şekilde ‘’Hoca sen 5 kuruştan aldın 3 kuruştan satıyorsun.
Bu nasıl iş?
Diye sorunca, Hoca; ‘’benim derdim millet alışverişte görsün.’’
Diye cevap verir.
Bu fıkrayı çok okumuşuzdur.
Bu şehirde bazılarının birbirlerine neden plaket takdim ettiklerini anlamak için sanırım bu fıkra ile iki dörtlük kafi gelir.
Çünkü bu şehri Erzurum da öyle ince balans ayarları var ki anlamakta zorlanıyorum.
Bakıyorsunuz;
Bir tarafta geçtiğimiz günlerde il özel idaresinin katkısı ile bir kitap yazdı.
Diye Abdurrahman ZEYNAL gibi bir vatan evladını yerden yere vurarak adeta linç edenler varken.
Diğer tarafta bir belediyeden sebebinin ne olduğunu bilmediğim ve neden verildi anlamadığım. Bilmem ne birliğinin müstakbel yazarlarının aldığı bir plaket.
Bir tarafta susturulmaya çalışılan ve bu şehirden uzaklaştırılmak istenen vefakar, cefakar insanlar.
Diğer tarafta devletin kasasından beytülmal dan alınan tüyü bitmemiş yetimin hakkını çalarak diyar, diyar dolaşan seyyahlar.
Bir tarafta şehrin sorunlarını çözmek için çaba gösterenler.
Diğer tarafta ballı kaymak yiyenler.
Bir tarafta çatıdan düşen buz kitlesi altında gözleri önünde can veren Muhammedi için yanan ana yüreği.
Diğer taraf da Palandökende kadehlerle şehrin kurtuluşunu kutlayanlar
Bir tarafta siftahsız kepenk kapatan ama vergisini aksatmayan Erzurum esnafı,
Diğer tarafta güzellik merkezlerinde manikür, pedikür yaptıran kendini bu şehrin elitleri sananlar.
Bir tarafta ekmek parası bulamayanlar.
Diğer tarafta havanın rengine göre bugün hangi makam arabasına binsem diyen zevatlar.
Yani kısacası dün birbirlerine düşman olanların, Bu gün al takke ver külah misali kol kola gezmesini bir birlerine plaket takdim etmelerini aklım almıyor.
Bu her tarafa bulaşmış bir hastalık sanki.
Bunlar şehrimizde yaşananlar.
Ülke geneline baktığım zaman son günlerde haber bültenlerinde yer alan bir haber ki tamamen travma geçirmeme sebep oldu.
Bir tarafta yıllarca memleketi, milleti için ömrünü heba ederek rahmeti rahmana kavuşmuş.
Dünya lideri merhum Erbakan hoca,
Diğer tarafta yıllarca Hocanın gölgesinde serinlemiş bir zevatın ortaya attığı iddialar.
Ve devamında mal bulmuş mağrip gibi birbirine düşen evlatlar ve jöleli, uzun saçlı artistlere kalan bir milli görüş davası.
Yani bu nasıl bir düzen anlamış değilim.
Ya ben bu düzeni anlamakta zorlanıyorum.
Yâda bana bu düzeni birileri anlatamıyor.
Sonuç olarak birileri körler sağırlar birbirini ağırlar misali bir gün dost, bir gün düşman olup.
Dönüp fırlanıp tilki misali kürkçü dükkanın da nefes alıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.