Her dönemin, her toplumun kendine has örnek olabilecek, örnek alınabilecek seçkin şahsiyetleri vardır.

Onlar çoğu zaman reklamların, alkışların, sahnelerin uzağında, ilimle, emekle, ahlakla yoğrulmuş bir hayat sürerler.

İşte bugün sizlere bahsetmek istediğim isim, bu vasıfların vücut bulmuş halidir, Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu.

*

Bir hekimin, bir bilim insanının ötesinde, kültür ve medeniyet dünyamıza da katkı sunan çok yönlü bir şahsiyet Prof. Dr. Kadıoğlu.

Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı olarak mesleğinin zirvesinde.

Ancak onu sadece bu unvanlarla tanımlamak yetersiz kalır.

Çünkü o, mesleğini sadece bir iş değil, insanlığa hizmetin, insana dokunmanın en kutsal yollarından biri olarak gören bir yürek sahibidir.

*

Hayat hikayesi Erzurum’un Hasankale (Pasinler) ilçesinde başlıyor.

Anadolu’nun mütevazı ama derinlikli bir köşesinde büyüyen bu kıymetli insan, eğitim yolculuğuna da aynı topraklarda adım atmış.

Çalışkanlığı, kabiliyeti, disiplini ve yüksek zekası sayesinde tıp fakültesine girerek hayatının yönünü belirlemiş.

Ancak orada da durmamış, fakülte sıralarında sadece hekim olmayı değil, ‘iyi hekim’ olmayı kendine şiar edinmiş.

Bu anlayış onu yıllar içerisinde profesörlüğe taşımış.

Prof. Kadıoğlu. bugün, yüzlerce öğrencisi olan, sayısız insanın sağlığına kavuşmasına vesile olmuş.

*

Hekimliği kadar etkileyici olan bir diğer yönü de kültüre, kitaba, ilme olan düşkünlüğüdür.

Evinde adeta bir özel kütüphane kurmuş durumda.

Her kitabın sayfaları arasında notları, altı çizilmiş satırları, düşülmüş fikirleri var.

Nöroşirurji alanındaki akademik kitaplarının yanı sıra, topluma kültürel katkı sunmayı da ihmal etmeyen Prof. Kadıoğlu, ‘Nöroşirurji Ders Kitabı’, ‘Merkezi Sinir Sisteminin Enfeksiyöz Hastalıkları’ gibi alan kitaplarının yanında şiir, deneme, araştırma alanlarında da kitapları mevcut.

Siyah,

Eylül için Kırk Şiir,

Kutlu Pasin’in Kutlu Yedi Ereni,

Beyazdoğu Yazıları,

Vatanın Bağrında 57 Gün,

Kongre Öyküleri,

Bir Pasin Kitabı,

İkindi Temrinleri,

Geçmiş Zaman Karalamaları,

Beyazşehir Yazıları,

Tarihten Taşan Coğrafya Erzurum gibi eserlere de imza atmış.

Bu eserler, onun çok boyutlu bir bilim ve kültür adamı olduğunun açık göstergesi.

Bir başka özelliği de ressamlığıdır.

Atatürk portreleri, resim sergilerinin vazgeçilmezidir.

*

Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu’nun şahsiyetinde bir başka dikkat çeken yön ise ahlaki duruşudur.

Dürüstlüğüyle,

Mükemmeliyetçiliğiyle,

Disipline verdiği önemle çevresine daima örnek olan bir isimdir.

İşini en iyi şekilde yapmayı bir mecburiyet değil, bir karakter özelliği olarak görür.

Onun dünyasında içi boş konuşmalara, plansız programsız işlere yer yoktur.

‘Ne iş yapıyorsan, en iyisini yap’ anlayışı, sadece kendi hayatına değil, çevresindekilere de sirayet etmiştir.

*

Bugün neden Hakan Hadi Kadıoğlu’nu yazıyorsun diyenler olabilir.

Cevabım nettir,

Çünkü azmin, çalışmanın, liyakatin, ahlaki duruşun ve başarıya giden yolda istikametten sapmamanın ete kemiğe bürünmüş halidir Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu.

Bu yazı bir övgü metni değil, ömrünü ilme, sanata, hastalarına vakfetmiş bir örnek şahsiyetin hakkını teslim etme çabasıdır.

Onu bilen zaten biliyor, geniş bir entelektüel kesim takdir ediyor. Biz de bilmeyenlere bildirelim istedik, ‘marifet iltifata tabidir’ şiarıyla...

Zira gençlerimizin, çocuklarımızın rol modellere ihtiyacı var.

Başarı hikayeleri yalnızca ekranlarda değil, yanı başımızda da yaşanıyor.

Yeter ki görelim, anlayalım ve örnek alalım.

*

Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu, bu toplumun yetiştirdiği en güzel insanlardan biri.

Sessiz, gösterişsiz ama etkili bir duruşun adı.

Ona bakınca şunu anlıyoruz:

Başarıya giden yol, önce iyi insan olmaktan geçiyor her daim…