• BIST 9276.78
  • Altın 2947.706
  • Dolar 34.3538
  • Euro 36.7108
  • Erzurum 0 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 5 °C

CEMAAT= KORKU MU?

Selman Soğukpınar

İnsanlığın İslam dinini kabullenişinden sonra gelen zaman dilimlerin de ortaya çıkan cemaat kavramı son yüzyılda tamamen farklı fırkalar halinde var olmaya devam etmektedir.

Hedef ortak noktaya hizmet etmektir.

Cemaatler arasında çoğu zaman hedef bir olsa da çeşitli ayrışmalar ve görüş ayrılıkları yaşanmış ve yaşanmaya da devam etmektedir.

Bu da insanlığın çeşitli fırkalara bölünmesine sebep olmaktadır.

Bu da çeşitli hadislerde belirtilen ahir zamanın yaşandığına ve kıyametin yaklaştığına delalettir.

Hedef İslam dinine hizmet etmek olduktan sonra cemaat kavramından rahatsızlık duyulmamalıdır.

Duyanlarda boşuna rahatsız olmaktadırlar.

Çünkü İslam dinine ve İslam ümmetine hizmet etmek kimseye zarar vermediği gibi, aksine fayda sağlar.

Hepimiz biliyoruz ki; İslam kardeşlik, sevgi ve hoşgörü dinidir.

Bütün büyük kitaplar zamanla değiştirilmiştir.

İnsanlar nasıl yaşamak istiyorlarsa (işlerine nasıl geliyorsa ) kitapları o hale getirdiler.

Ancak Kuran-ı kerim bunların dışındadır.

Çünkü Rabbimiz ‘’Onun sahibi benim. Kıyamete kadarda benim korumam altındadır’’.

Buyurmuştur.

Ancak İslam’ın sevgi ve hoşgörüsünü birileri yıllarca asimile etmeye çalıştılar halende çalışıyorlar.

Bilinmelidir ki; İslam dini kıldan ince kılıçtan keskindir.

Örneğin; Bizim dinimizde zina, fuhuş ve benzeri ahlak dışı insanlığın zararına olan davranışlar haram kılınmıştır.

Harammış yoktur.

‘’Haramdır.’’

Olarak kesin delil vardır.

Özellikle günümüz de cemaat çatısı altındaki bazı zatı muhteremler faiz ve benzeri konularda kılıf bulmaya hatta bu konuda helaldir diye fetvalar vermektedirler.

Bunlar İslam’ın hoşgörüsünden yola çıkarak adeta günahlarına kılıf bulmaya çalışan menfaatçilerdir.

Bunlar insanlığa gelince din, iman kendilerine gelince han, hamam zihniyetindeki zavallılardır.

Bu ve benzeri meselelerde her cemaat liderinin ayrı fetvalar vermesi herkesin ipin ucuna kendine doğru çekmesi yanlışların başında gelmektedir.

Diğer taraftan günümüzde özellikle cemaatlerin başındakilerle tabanda temsilciliğini yapanlar arasında farklı sesler çıkmaktadır.

Özellikle günümüzde cemaatin tabanındaki sözde temsilci fertler cemaat kavramını kendi menfaatleri için kullandıklarından toplumda korku ve endişe oluşmaktadır.

Buda insanların dini sorgulamasına açıkça sebep olmakta ve insanlığı dinden uzaklaştırmaktadır.

Ben hiçbir cemaat önderinin bu gibi meselelerde menfaat sağlayın emrini verdiğine asla inanmıyorum.

Çünkü din dini kullanarak menfaat sağlanmasına müsaade etmez.

Kati surette hizmette Hak rızası gözetilmelidir.

Günümüzde artık bazı cemaatlerin gazetesine ve dergisine abone olmayan velinin çocuğunu dershanede sınava bile almamaktadırlar.

Bu menfaat kavramının ne kadar tehlikeli bir boyuta geldiğinin açık göstergesidir.

Son günlerde Sayın Başbakanın dershaneler kapanacak talimatını asimile etmek isteyenler.

Açık bir şekilde menfaatlerine dokunulduğu için yanlışların yanlış yolların içerisine girmektedirler.

Dershanecilik şahsen bana soracak olursanız sömürüdür derim.

Bunların bir an evvel kapanması da çok doğru bir karardır.

Ancak günümüzde aman menfaatimiz elden gidiyor.

Dershaneler kapanmasın diye kıyamet koparanlar öğrenci ve velileri yanlış yollara itmektedirler.

Şuraya mesaj atın, buraya mesaj atın diye tahrik edici davranışlar sergilemekteler.

Bu davranış ile toplumun zihinlerinin bulanmasına ve insanların devletin almış olduğu kararları sorgulamasına sebep olmaktadırlar.

Konuyla ilgili olarak Muhterem Fethullah GÜLEN hoca efendi geçtiğimiz hafta çok güzel bir beyanat verdi.

Hoca efendi;

Hizmette sınır yoktur.

Ağlayıp, sızlayıp, diz dövmek yerine başka hizmet alanlarının bulunması gerektiğini vakti boşuna geçirmenin kimseye bir fayda sağlamayacağını açık bir şekilde ifade ettiler.

İşte bu ifadeler bir cemaat önderinin ne kadar ileri bir düşünceye sahip olduğunun açık delilidir.

Ümmetin sorunlarına çare bulmak yerine menfaat elden gidiyor diye çığırtkanlık yapmamak lazımdır.

Zaten paramparça olmuş bir İslam ümmetini birde temsil edenlerin ya da ettiğini sananların parçalaması doğru değildir.

Fikir ile zikir, dil ile kalp bir olmalıdır.

Dilde hak kalpte menfaat ancak insanları dinden korkutur ve uzaklaştırır.

Kimsenin de insanlığa korku salma hakkı yoktur.

Haddi de değildir.

 

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25