Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) tarafından 10'uncusu düzenlenen Sultan Sekisi Toplantısı'nda 'Bölgesel Kalkınmada Tohumculuk' konusu ele alındı. Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde düzenlenen Sultan Sekisi'ne çok sayıda akademisyen, bürokrat ve sivil toplum örgüt temsilcisi katıldı.
Erzurum ve Doğu Anadolu Bölgesi'nin sosyo- ekonomik kalkınmasına dinamizm kazandırmak amacıyla beyin rüzgarı niteliğindeki Sultan Sekisi Toplantıları'na bir yenisi daha eklendi.
ERVAK Başkanı Erdal Güzel, ülke ve bölgesel kalkınmaların temelinde şehirlerin kalkınmasının yattığını söyledi. Güzel, 1980'li yıllara kadar sosyo-ekonomik parametreleri iyi olan Erzurum'un bu tarihten 2000'li yılların başına kadar eğitimden sağlığa, tarımdan hayvancılığa kadar bütün alanlarda gerileme gösterdiğini ifade etti. Bir nevi 'fetret' dönemi yaşayan Erzurum'un sosyo-ekonomik kalkınmasına ivme kazandırmak amacıyla 1990'ların başında şehrin akil insanlarının Sultan Sekisi Toplantıları'nı başlattığına vurgu yapan Güzel, "Geri kalmış değil, hedefi olmayan bir şehirde uzun yıllar yaşadık. 1937 yılında geleceğe dönük modern, gelişmiş bir Erzurum için hedef belirlenmişken maalesef 1980–2000 arasındaki 20 yıllık fetret döneminde Erzurum her alanda geri kaldı." dedi.
Sultan Sekisi Toplantıları ile sinerji oluşturmak ve bölgesel kalkınmayla birlikte ülkesel kalkınmaya da dinamizm kazandırmayı hedeflediklerine değinen Güzel, "Hedeflerimizi ülke gündemine sokarak yavaş yavaş gerçekleştiriyoruz. Kış oyunlarını gerçekleştirdik. Ovit Tüneli Projesi uygulamaya sokuldu. Organik tarım ve hayvancılık, ikinci bir devlet üniversitesi gibi gündeme getirdiğimiz konular şükürler olsun hayata geçirildi." diye konuştu.
Erzurum'un ve bölgenin ekonomik kalkınmasında en önemli unsurun tarım ve hayvancılık olduğuna da değinen Erdal Güzel, "Erzurum tarım ve hayvancılık merkezi. Bu amaçla suni tohum üretiminin merkezi konumunda olmalıyız. Sertifikalı zirai tohum üretiminde 2023'e kadar dünyanın ilk üç ülkesi arasında olabilmemiz için mevcut kapasitemizi arttırıp, gerekli yatırımları uygulamaya sokmalıyız." şeklinde konuştu.
"TOHUMDA İSRAİLE BAĞIMLI DEĞİLİZ"
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdür Yardımcısı Doktor Atik Ahmet Yücer de Türkiye'nin tohum ithalatında sanıldığı gibi İsrail'e bağımlı olmadığın anlatı.
Yücer, Türkiye'nin tohum ihtiyacının önemli kısmını Fransa, Hollanda ve Almanya'dan temin ettiğini, İsrail'den ise sembolik miktarda ithalat yapıldığını ileri sürdü. Türkiye'nin ciddi tohum rezervine sahip olduğunun altını çizen Dr. Yücer, bu amaçla sertifikalı tohumculuk sektörüne ciddi anlamda teşvik uygulandığını kaydetti.
Türkiye'nin dünyanın önemli tohum gen bankalarından birisine de sahip olduğunu vurgulayan Yücer, "Tohumda kimseye özellikle İsrail'e bağımlı değiliz. Dünyanın sayılı bilim adamları sahip olduğumuz tohum gen fabrikasında incelemede bulunuyorlar." diye konuştu. Türkiye'nin tohum ithalatında önemli mesafeler aldığına da değinen Yücer, "Önümüzdeki 5 yıl içinde tohum ithalat ve ihracatında makam kapanacak. Şu anda cüzi miktarda ithalat yapmaktayız." ifadelerini kullandı.
Dünyada bir kaç ülkede 'soğukluk test merkezi' bulunduğuna işaret eden Dr. Ahmet Yücer, "Türkiye'de özellikle Erzurum'da soğukluk test merkezini kurmak istiyoruz. Bu konuda ciddi girişimlerimiz var." dedi.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, 1957 yılında kurulan üniversitenin amacının bölgedeki zirai üretime destek olmak ve çiftçiyi bilinç kazandırmak olduğuna değinerek, "Üniversitemizde ilk ziraat fakültesi kuruldu. Amaç Erzurum'da ve bölgede çiftçiye ve tarımsal üretime bilimsel ivme kazandırmaktı." diye konuştu.
Daha sonra Prof. Dr. Kemalettin Kara, Prof. Dr. Binali Çomaklı, Doç. Dr. Ahmet Bağcı ve Doğu Anadolu Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Bölge Müdürü Şerafettin Çakal, 'Tohum Islahı ve Sertifikalı Tohum' konularında sunum yaptı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.