Bu can sıkıcı, gönül bunaltıcı savaş canlı yayınlarının maalesef aşinasıyım. Irak işgal edildiğinde sabahlara kadar ekran başından ayrılmamış, bomba ve füze sağanaklarını hüzünlü ve dehşetli bir merakla seyretmiştim.

Kovboy, hedef gözetmeden vuruyordu; ardında rengârenk ışık izleri bırakan öldürücü bombaların yere düştüğünde çıkardığı korkutucu sesler ve göğe yükselen ürkütücü alev bulutları, can veren yüzlerce masum demekti. Seyredenler için hava hoş, katliam mazlumları için Azrail’le hiç hesap etmedikleri randevu demekti bu doğal ses ve ışık efektli sahneler.

İşgal gerekçelerinin tamamen uydurma olduğu sonradan anlaşılan bu vahşi operasyonlar, milyonlarca Müslümanın canına mal olmuştu. Ölenler belki de kalanlardan şanslıydılar, çünkü enkaz altından canını sokaklara atanların yolu, envai türlü işkencenin, tecavüzün alçakça icra edildiği zindanlarla kesişiyordu.

Irak hadisesi, diğerleri yanında bir hayli Irak’ta kaldı, evet. Ortadoğu’yu kan ve gözyaşı deryasına çeviren kovboyizmin, Siyonist kılavuzluğundaki vahşiler güruhu, emperyalist emelleri uğruna Libya’yı, Suriye’yi, Afganistan’ı ve daha nice diyarı tarumar edip milyonlarca masumun kanına girdi. Gazze’yi insanlık tarihinin en feci katliamlarına maruz bıraktı. Binlerce bebek, kadın, hastaya kıyıldı; hastaneler, okullar kalleşçe, vahşice bombalandı.

Kanlı kalleş savaş makinesinin dişlileri şu anda İran’a musallat durumda. Yine ekranlar, canlı kanlı savaş görüntüleriyle dopdolu; eli sopalı yorumcular, eli kanlı katillerin öykülerini yorumlama çabasında. Kılavuzu soykırımcı İsrail olan kıdemli katil kovboyun, bir devlete sudan bahanelerle saldırıları dur durak bilmiyor. Yine masum siviller ölüyor, çoluk çocuk yakıcı bombalarla kavruluyor. Dünyanın en küçük ülkesinin melanetlerini, koca bir ümmet heyecanlı bir boks maçını seyreder gibi seyrediyor.

Dini ve milliyeti ne olursa olsun, temiz bir vicdan ve kirlenmemiş bir gönül taşıyan herkes, kendini dünyanın patronu sanan kovboylar birliğini lanetliyor ve şöyle haykırıyor: “Bugün ağır bombardıman uçakları sadece İran’ı, İranlıları değil, tüm insanlığı bombalıyor. Düşen her füze, kanatlanan her uçak, her drone, müşterek insanlığın ortak geleceğini tehdit ediyor.”

Güçlü füzelerinin menzili içindeki Türkiye’nin bir vatandaşı olarak, İran’ın yayılmacı ve mezhepçi politikalarını şiddetle eleştirdim hep. Ama gün o gün değil şu koşullarda. Bugün kalbim, inancım ve vicdanımla İranlı kardeşlerimin yanındayım, zaferleri için duacıyım.

Amma velakin millet olarak ihlaslı kalbî dualarımızı fiili dualarla taçlandırmamız lazım. Süslü kınama mesajlarını eylemle desteklememiz gerek. Bilinçli bireyler için sürekli boykot kararlılığıdır. Yahudi malını alma, filenle siyoniste cephane taşıma!