Erzurum için sahipsizlik değil, sahiplenme zamanı

Bir zamanlar 9 milletvekili çıkaran Erzurum, bugün 5 milletvekili ile temsil ediliyor.

Bu sadece bir sayı meselesi değil aslında.

Bu tablo, şehrin nüfus kaybının, göçün, kentte yaşayanların sahipliğini başkalarından bekleme algısını açıkça ortaya koyuyor. Ama artık sadece bu tablonun arkasına saklanmak zamanı çoktan geçti.

Erzurum’un meselelerini konuşmak kadar, taşın altına el koymak gerekiyor.

Üstelik herkesin.

*

Yıllardır konuşuyoruz;

Tarım ve hayvancılık gelişmeli,

Gençler şehirde kalmalı,

Kültürel miras korunmalı,

Sağlık alanında yatırımlar artmalı.

Peki sonra?

Konuşmalarımızla kaldı mı?

Evet, maalesef öyle oldu.

Erzurum’un potansiyeli, masa başı toplantıların notlarında ve güzel ifadelerinde kaldı.

Oysa bu şehir, sözden çok eyleme muhtaç.

*

Sadece Büyükşehir Belediyesi’nin çabalarıyla bu yük taşınmaz.

Şehrin gelişmesi, herkesin sahiplenmesiyle mümkündür.

Sivil toplum kuruluşlarından iş dünyasına, siyasetçilerden akademiye, vatandaşlardan basına kadar her kesimin bu meseleye omuz vermesi gerekiyor.

*

Her yerde, her konuşmada ‘Erzurum’un sahibi yok’ demekle geçiştirilemez.

Bu şehir hepimizin.

Sahip çıkılmayan değil, sahiplenilmeyi bekleyen bir şehir.

Birlikte hareket etmezsek, istediğimiz projeler sadece temennide kalır.

Mesela ‘Yüksek hızlı tren’ örneği ortada.

Herkes istiyor, ama kim çabalıyor?

Bir sanatçının konseri için 150 bin kişi toplanabiliyor da, Erzurum için kaç kişi bir meydanda sesini yükseltiyor?

*

Şehirler ancak lobi gücüyle, birliktelikle gelişir.

Bugün Karadeniz’in güçlü bir lobisi varsa, bu tesadüf değil, gayretin, kararlılığın ve birlikte hareket etmenin sonucudur.

Biz Erzurumlular olarak hala ‘Kim öncülük etsin’ diye bekliyoruz.

Oysa zaman bekleme zamanı değil.

Cesaret zamanı.

Gayret zamanı.

Yorulma zamanı.

*

Şehirdeki gecekondulaşmanın önüne geçmek de yine sadece belediyenin görevi değil.

TOKİ’den özel sektör müteahhitlerine kadar herkesin dahil olması gereken bir süreçtir.

İnsanlara iklim şartlarına uygun, kullanışlı, sıcak bir yaşam sunmadan nüfusun artmasını bekleyemeyiz.

Gençleri şehirde tutmak için onları hayal kurmaya teşvik edecek sosyal imkanlar, kültürel alanlar, üretim fırsatları sunmalıyız.

*

Erzurum’un kaderi değiştirilebilir.

Ama bunun için artık ‘İstemek’ yetmiyor.

İstemekle olmuyor.

Fiiliyat lazım, cesaret lazım, sabır lazım.

Atalarımızın dediği gibi:

‘Ağlamayana meme yok arkadaş.’

*

Artık sadece ağlamayı,

Yakınmayı bırakıp harekete geçmeliyiz.

Bu şehir, üzerine düşeni yapan herkesin gayretiyle yeniden ayağa kalkabilir.

Yeter ki samimi olalım,

Yeter ki birlikte olalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Esat Bindesen Arşivi

Gerçekten bir Kürt sorunu var mı?

23 Şubat 2025 Pazar 10:41

Şahsuvaroğlu’ndan eğitime destek

19 Şubat 2025 Çarşamba 09:42

Güvenin ve huzurun şehri Erzurum

02 Şubat 2025 Pazar 09:43

Doğu’nun Çetin Kışı …

26 Ocak 2025 Pazar 07:22

Erzurum’un Gölgede Kalan Yüzü

29 Aralık 2024 Pazar 10:58