
Vahdet Nafiz Aksu
HALK PAZARI: UCUZ FİYAT, YAYGIN HİZMET VE KALİTELİ ÜRÜN
Yazılı basının saltanatlı günlerinde gazeteler kahvaltı masamızın demirbaşları arasında yer alırdı. Bugün onların yerini sosyal medya ve haber portalları aldı.
Eski alışkankıkla sabah erkenden hızlı dijital turumu tamamlıyor, memlekette ne olup bittiğinden haberdar olmaya çalışıyorum.
Ağ toplumunun artık gerçekle iç içe olan sanal dünyasındaki uğrak yerlerim arasında memleketim Erzurum ilk sırayı alıyor. Kim ne demiş, kim ne yapmış, genel hal ve gidişat ne minval üzeredir merakıyla hemşehri köşe yazarlarının müdavimi, yerel gazetelerin müptelası oldum çıktım.
Sizden saklayacak değilim. Beyanat kalkınmacılığının şehvetiyle her gün "yapacağız, edeceğiz" nutuklarını bıkmadan usanmadan tekrarlayan haberler ilgimi çekmiyor, aklıma, fikrime ve gönlüme zerre tesir etmiyor. "Eylem ve icraat beyanına", "az laf, çok iş" felsefesine uygun esaslı hizmetler hemen dikkat radarıma takılıyor, alkışlanacak işler klasörümdeki yerini alıyor.
Bazen, halkın günlük hayatını kolaylaştırmaya yönelik mütevazı bir çaba, devasa bir binadan veya köprüden çok daha fazla önem taşıyabilir ve daha fazla alkışı hak eder. Geçenlerde dikkatimi çeken bir haber de tam olarak bu türden bir haberdi. Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı Halk Pazarı Projesi belli bir noktaya gelmiş ve birçok şubesi hizmete başlamış. Çok ihtiyaç duyduğumuz ve son derece değerli bulduğumuz "sosyal belediyecilik" anlayışını somutlaştıran bu girişimi memnuniyetle karşıladım. "İşte böyle işlerle gelin, Allah razı olsun!" dedim.
Türkiye’nin şu anki en önemli gündem maddelerinden biri de enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadele. Büyük market zincirlerinin fahiş fiyat uygulamaları, hatta zam şampiyonlukları, geçtiğimiz yıllarda Sayın Cumhurbaşkanı düzeyinde bile eleştirilere maruz kalmıştı. Bu duruma karşı bir dengeleyici olarak Tarım Kredi Kooperatiflerine özel bir misyon yüklenmişti.
Ancak sadece Tarım Kredi Kooperatifleri değil, kamunun tüm kesimlerinin bu fiyat anarşisine karşı sürekli mücadele etmesi gerekiyor. Aksi halde, giderek tekelleşen büyük market zincirlerini kontrol etmek ve dengelemek mümkün olmuyor. Elinde büyük imkânlar ve bütçeler olan belediyelerin, dar gelirli ailelerin filesini ucuz ve kaliteli ürünlerle doldurmasına yönelik çözümler üretmesi, bence hayati bir görev ve hatta zorunluluktur. Bu açıdan, Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı Halk Pazarı Projesi’ni çok mantıklı, değerli ve alkışa müstehak bir girişim olarak görüyorum.
Vatandaşın gönlüne giden yol, dolu bir alışveriş filesi ve her öğün kaynayan bir tencereden geçer. Filesi boş vatandaşların çoğunlukta olduğu bir şehirde, yöneticilerin koltukları ne kadar rahat, yastıkları ne kadar yumuşak olabilir ki?
Hayalimdeki halk pazarı basit tezgâhların sıralandığı bir market zinciri değil. Üreticiyle tüketiciyi doğrudan buluşturan, aracıları ortadan kaldırarak vatandaşa daha uygun fiyatlarla gıda sağlayan şık, ferah mekânlar tesis edilsin istiyorum. Sebze ve meyvelerin üreticiden doğrudan alınarak belediye güvencesiyle halka sunulması, et ürünlerinin ise belediye elemanlarınca hazırlanıp uygun fiyatlarla sofralara ulaşması gerçekten çok anlamlı bir hizmet.
Vatandaşa “Yanımda olan bir belediye var” hissini yaşatmak, sosyal belediyeciliğin özüdür. İnsana dokunmak, güven vermek ve toplumsal dayanışmayı hissettirmek sadece bir görev değil, vicdanlı her yöneticinin boynunun borcudur.
Tekrar etmek gerekirse, bazen köprüler, viyadükler inşa etmekten ya da sıra sıra binalar dikmekten çok daha önemli olan, bir kilo patatesin, bir ekmeğin insana ulaştırılma biçimidir.
Erzurum Büyükşehir Belediyesinin halk pazarı atağı, bu yüzden alkışı hak eden, belkide bugüne kadarki işlerden duayı en çok hak eden güzel bir icraat. Bundan sonraki hedef, bir yıl içinde her mahalleyi görkemli, ferah, ne ararsan bulabileceğin ve mütevazı bir bütçeyle alışveriş yapabileceğin bir halk pazarıyla buluşturmak olmalı.
Halk Pazarı denilince akla "UCUZ FİYAT, YAYGIN HİZMET AĞI, KALİTELİ ÜRÜN!" gelmeli. Bir üniversite şehri olmanın bilinciyle, bu pazarlarda öğrencilere yönelik özel reyonlara da ağırlık verilmesi yerinde bir hareket olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.