ERZURUM'UN BÜTÜNSEL KALKINMA VİZYONUNU KAVRAYAMAMAK
Erzurum'a yapılacak yatırımlar, karmaşık ve çok yönlü bir süreçle belirleniyor. Bu süreçte hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimler aktif rol oynuyor.
Her zaman üzerinde durduğumuz gibi, önceliklerin şehir ihtiyaç ve gerçeklerine uygun bir şekilde tespiti, amaçlanan hedeflere ulaşmanın en önemli aşamasını teşkil ediyor.
Yerel kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri, hedef belirsizliği ve yöneticilerin kafa karışıklığıdır. Yöneticilerin kafa karışıklığı, isabetli hedeflerin belirlenmesi konusunda da zafiyet getirir. Öyle durumlarda, "beyanat kalkınmacılığının" içi boş cazibesine kapılan üst yöneticiler ve siyasetçiler, haritasız, navigasyonsuz yola çıkan dirayetsiz kaptanlar gibi bir o yana bir bu yana savrulup dururlar.
Konjonktüre göre bir gün "Erzurum eğitim şehri olacak" derler, bir başka zaman turizmden, sanayiden söz ederler. Kendilerine sunulan kalkınmada öncelik imkânlarını, teşvik ve benzeri ayrıcalıkları yeterince değerlendiremezler.
Karar vericilerin önüne dolu dolu kalkınma reçeteleri hazırlamakla mükellef Bölgesel Kalkınma Ajansları, görev alanlarındaki şehirlerin sosyoekonomik durumlarını analiz eden, potansiyel yatırım alanlarını ve ihtiyaçlarını belirleyen raporlar hazırlama konusunda ne kadar etkililer, hep merak etmişimdir. Üniversiteler, özel sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerle iş birliği yaparak bölge planları hazırlama misyonlarını yerine getiriyorlar mı?
Söz gelimi, Sayın Cumhurbaşkanımız Erzurum'u ziyaret ettiğinde, "şehrin gelecek 10-15 yıllık yol haritasını çizen ve hangi sektörlere öncelik verilmesi gerektiğini ortaya koyan bir rapor istiyorum" dediğinde, kendisine sunulan dokümanlardaki ilk beş önceliğin ve bunlara ilişkin takvim taleplerinin ne olduğunu merak ediyorum.
Mevzu buraya gelmişken, merakımı celbeden çok hayati bir duruma dikkatinizi çekmek isterim. Dadaşlara kalbi muhabbetini ve şehrin kalkınmasına ilgisini her fırsatta dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımız, birçok kere başta hızlı tren olmak üzere önemli projelerin müjdesini verdi. Cumhurbaşkanı müjdesi, vaat değil, talimattır. Şehri zirveye taşıyacak bu ve benzeri samimi talimatlar, ve teşvikler gibi somut imkânların hayata geçirilmesi kimler tarafından ne hadle geciktiriliyor, tembellik soslu gecikmeyle sekteye uğratılıyor bir türlü anlayamıyorum.
Yerel kalkınmada merkezi kamu gücünün rolü çok belirleyicidir. Çünkü, yukarıda adı geçen yerel kuruluşların yönlendirmesiyle hazırlanan stratejik planlar, ilgili bakanlıkların hazırladığı stratejik belgeler, kalkınma programlarının ana çerçevesini oluşturur. Bir bakanlığın yatırım programındaki bir proje, diğer bir bakanlığın projesine mani değildir.
Bu açıdan baktığımızda, kent aydınları olarak Erzurum'un bütünsel kalkınma vizyonunu tam anlamıyla kavrayamadığımızı gözlemliyoruz. Bu da yeterli ve isabetli toplumsal talep oluşturma mekanizmalarını olumsuz yönde etkiliyor. Yöneticilerin öncelikli hedeflere kilitlenmedeki zaafiyetini had safhaya çıkarıyor.
Devleti ikisini birden yapabilecek kudrette görüyor; 'Öncelik hızlı trenin mi, yoksa stadyumun mu?' sorusunu şehrin bütünsel kalkınma vizyonuna dar hudutlar çizme acziyeti olarak değerlendiriyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.